HACCIN FAZÎLETİ -1

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْحَجَّةُ الْمَبْرُورَةُ لَيْسَ لَهَا جَزَاءٌ إِلَّا الْجَنَّةُ وَالْعُمْرَةُ إِلَى الْعُمْرَةِ كَفَّارَةٌ لِمَا بَيْنَهُمَا. (ن)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر ،"    مقبول اولان حجيك مكافاتى آنجق جنتدر . إيكى عمره ، آراسنده إشلنن ( كوجوك ) كوناحلر إيجن كفارتدر ."

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Makbul olan haccın mükâfâtı ancak cennettir. İki umre de, arasında işlenen (küçük) günahlar için keffârettir.” 

(Sünen-i Nesâî)

Hicrî:   29  Şevval   1440  Fazilet Takvimi   

HACCIN FAZÎLETİ -1

 

Enes bin Mâlik (radıyallâhü anh) anlattı: Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile birlikte Mescid-i Hayf’da oturuyordum.
Ensar’dan bir kişi ve Sakîf kabîlesinden bir kişi gelip Peygamber Efendimize (s.a.v.) selam verdiler: “Yâ Resûlallah! Bazı şeyler sormaya geldik” dediler. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Dilerseniz suallerinizin cevabını siz sormadan ben haber vereyim. Dilerseniz ben susayım, önce siz söyleyin” buyurunca “Siz haber veriniz yâ Resûlallâh, îmânımız artsın” dediler.
Ensârî yanındaki Sakafî’ye: “Buyur, Resûlullâh’a önce sen sor” dedi. Sakafî de ona: “Bilakis sen sor.” dedi. Bunun üzerine Ensârî zât: “Bana suâlimi ve cevâbını bildiriniz Yâ Resûlallâh!” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Beytullâh’ı ziyâret niyetiyle evinden çıktığındaki sevâbı,  tavaftan sonra kıldığın iki rekâti, Safâ ve Merve arasında sa‘yi, Arafat’ta vakfeyi, şeytan taşlamayı, kurbanı, başını tıraş etmeyi, ziyâret tavâfını ve bunların sevabını soracaksın.”
Ensârî: “Seni hak peygamber olarak gönderen Allâh’a yemin olsun ki, evet ben bunları sormaya gelmiştim” dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.) ona buyurdular ki: “Evinden Beytullâh’ı ziyâret niyeti ile çıktığın zaman devenin her adımında Allâhü Teâlâ sana bir sevap yazar, bir günâhını siler, (makamını) bir derece yükseltir. Tavaftan sonraki iki rekât namazla İsmâil Aleyhisselâm neslinden bir köle âzâd etmiş gibi olursun. Safâ ve Merve arasında sa‘y etmekle yetmiş köle âzâd etmiş gibi olursun. Arafat’ta vakfeye gelince: Allâhü Teâlâ o vakit dünyâ semâsına rahmetiyle tecellî eder, meleklerine sizinle övünür ve: ‘Şunlar kullarımdır, rahmet ve mağfiretimi umarak derin vâdîlerden saçları dağınık ve toz içinde bana geldiler, onların günahları, kumların adedince yahut denizlerin köpüğü kadar da olsa bağışladım. Ey kullarım, bağışlanmış ve dilediklerinize şefâat hakkı verilmiş hâlde Arafat’tan ininiz.’ buyurur.

 (Devamı var)

Hicrî:   29  Şevval   1440  Fazilet Takvimi   

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"