SEFER BAHSİ

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا خَرَجْتَ إِلَى سَفَرٍ فَقُلْ لِمَنْ تُخَلِّفُهُ أَسْتَوْدِعُكُمُ اللهَ الَّذِى لَا تَضِيعُ وَدَائِعُهُ. (جامع الاحاديث)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر ،"    بر سفره جقاجاغين زمان كريده براقدقلرينه شويله سويله : " سزى عندنده كى أمانتلر زاي اولمايان الله أمانت أديوروم ."

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Bir sefere çıkacağın zaman geride bıraktıklarına şöyle söyle: ‘Sizi, indindeki emânetler zâyi olmayan Allâh’a emânet ediyorum.”

 (Suyûtî, Câmiu’l-Ehâdîs)

Hicrî:   01  Zilkade   1440  Fazilet Takvimi   

SEFER BAHSİ

 

Fıkıh ilmine göre sefer, karada deve ile veya yaya yürüyüşle onsekiz saatlik yani doksan kilometrelik, denizde ise altmış millik bir mesâfeye gitmektir. Bu kadar mesâfeye yolculuk yapan kimse “müsâfir” olur. Hangi vâsıta ile ve ne kadar kısa zamanda giderse gitsin, niyet edip yola çıkan kimse sefer hükümlerine tâbi’dir. Köyün veya şehrin evlerinin hudûdunu çıkınca sefer hükmü başlar. Bu hükümlere göre:
Müsâfir, Ramazan ayı içinde bulunuyorsa oruç tutmayabilir. Tutamadığı günleri sonra kazâ eder. Ancak sıhhatine zarar vermeyecekse, orucu tutması daha hayırlıdır.
Müsâfir dört rekâtli farzları iki rekât kılar. Akşam namazının farzını ve vitir namazını kısaltmadan, tam olarak kılar. Yolda emniyet ve konak yerlerinde geniş vakit bulursa, sünnetleri olduğu gibi kılar. Bir korku veya yolculuk sebebiyle darlık ve meşakkat bulunursa sünnetleri kılmayabilir.
Bir kimse dört rekâtli farzları, seferî iken bilerek dört kılarsa günah işlemiş olur. Bundan dolayı istiğfâr etmesi lazım gelir. Ayrıca selâmı tehir etmiş olduğundan dolayı sehiv secdesi icap eder. Ancak seferî iken gittiği yerlerde, mukîm imama uyarsa imamla beraber tam kılar. Şâyet kendisi imam olursa iki rekât kılar ve selâm verir. Kendisine uyan cemâat seferî ise imamla beraber selâm verir. Eğer cemâat seferî değilse, imam selâm verdikten sonra cemâat kalkar ve namazını tamamlar.
Müsâfir, gittiği şehir veya köyde en az onbeş gün ikâmete (kalmaya) niyet ederse, müsâfirlikten çıkmış olur ve namazları tam kılar. Onbeş gün ikâmete niyet etmediği halde herhangi bir sebeple bugün çıkarım, yarın çıkarım diyerek aylarca, hatta senelerce kalsa yine de sefer hükümlerine tâbidir. Müsâfir kimse, asıl vatanına geldiğinde müsâfirlikten çıkmış olur. Asıl vatanında az bir vakit kalsa bile yine de mukim olup tam kılar.
Bir kimse, seferde iken kazâya kalmış olan dört rekâtli farzları, seferde veya memleketine döndüğünde yine iki rekât olarak kazâ eder. Mukim iken kazâya kalmış olan dört rekâtli namazları ise, seferde iken de dört rekât olarak kazâ eder. 

(Muhtasar İlmihal, Fazilet Neşriyat)

Hicrî:   01  Zilkade   1440  Fazilet Takvimi 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"