قَالَ
اللهُ تَعَالَى: وَاِنْ كُنْتُنَّ تُرِدْنَ اللهَ وَرَسُولَهُ وَالدَّارَ
الْاٰخِرَةَ فَاِنَّ اللهَ اَعَدَّ لِلْمُحْسِنَاتِ مِنْكُنَّ اَجْرًا عَظِيمًا.
(سورة الاحزاب، ٢٩ )
الله
تعالى شويله بيوردى : " ( أى بيغمبرين زوجلرى ! ) و سز الله تعالى و
رسولونو ( ن رضاسنى ) و آخرت يوردونو ( ن نعمتلرنى ) طلب أدرسنز ، محقق الله تعالى
سزدن كوزل عمل إشلينلر إيجن ( جنتده ) بك بيوك بر مكافات حضرلامشدر ."
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “(Ey Peygamberin zevceleri!) Ve siz Allâhü Teâlâ ve Resûlünü(n rızâsını) ve âhiret yurdunu(n nîmetlerini) talep ederseniz, muhakkak Allâhü Teâlâ sizden güzel amel işleyenler için (cennette) pek büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”
(Ahzâb Sûresi, âyet 29)
Hicrî: 10 Zilkade 1440 Fazilet
Takvimi
PEYGAMBERİMİZİN HANIMLARI KANÂATKÂRDI
Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) Mescid-i Nebevî’nin yanına inşâ ettikleri, Ümmehât-ı Mü’minînin (hanımlarının) odaları çok sâde idi. Hasan-ı Basrî Hazretleri diyor ki: “Hazret-i Osman’ın halifeliği zamanında Peygamber Efendimizin pâk hanımlarının evlerine girdim, tavanına elimle dokunabiliyordum.”
Velîd bin Abdülmelik zamanında bu hücreler mescide dâhil edilirken Saîd bin Müseyyeb (r.a.) ona demişti ki:
Keşke mümkün olsa, bunları hâli üzere muhâfaza edebilseydin de insanlar binâ yarışından vazgeçselerdi. Dünya hazînelerinin anahtarları elinde bulunan Peygamberi için Mevlâ’nın râzı olduğunu insanlar görselerdi.
Hazret-i Âişe’nin ve Hazret-i Sevde’nin odaları mescidle aynı tarzda, taş temeller üzerine kerpiçten yapılmışlardı ve tavanları yoktu. Sonraları üzerlerine hurma dalları konularak ve toprakla örtülerek kapatılmıştır. Diğer odaların temelinde taş yoktu.
Hazret-i Âişe vâlidemiz der ki: O zaman evlerde kandil bulunmazdı. Birisi “Niçin kandil bulunmazdı?” diye sorunca şöyle cevap verdi: “Eğer elimizde kandilde yakmak için yağ bulunmuş olsaydı onu yerdik.” (M. Ahmed)
Hazret-i Âişe (radıyallâhü anhâ), kardeşi Hazret-i Esmâ’nın oğlu Urve’ye şöyle demişti: Vallâhi hemşîrezâdem! Biz peygamber hanımları hilâle bakar, görürdük. Sonra bir hilâl daha görürdük. Üç hilâl tamamlardık da (yani iki ay geçerdi de) Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) hâne-i saâdetlerinde bir ateş parçası yanmazdı (yemek pişmezdi).
Urve (r. anh) dedi ki: “Ey teyze! Ya sizin azığınız ne idi, sizi ne yaşatırdı? diye sordum. Şöyle cevap verdi:
“Hurma ile su. Şu kadar ki Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) Ensâr’dan komşuları, bunların da sağmal koyunları vardı. Koyunlarını sağarlar, sütlerinden Resûlullah Efendimize (s.a.v.) hediye ederlerdi; Resûlullah da ondan bize içirirdi.”
Velîd bin Abdülmelik zamanında bu hücreler mescide dâhil edilirken Saîd bin Müseyyeb (r.a.) ona demişti ki:
Keşke mümkün olsa, bunları hâli üzere muhâfaza edebilseydin de insanlar binâ yarışından vazgeçselerdi. Dünya hazînelerinin anahtarları elinde bulunan Peygamberi için Mevlâ’nın râzı olduğunu insanlar görselerdi.
Hazret-i Âişe’nin ve Hazret-i Sevde’nin odaları mescidle aynı tarzda, taş temeller üzerine kerpiçten yapılmışlardı ve tavanları yoktu. Sonraları üzerlerine hurma dalları konularak ve toprakla örtülerek kapatılmıştır. Diğer odaların temelinde taş yoktu.
Hazret-i Âişe vâlidemiz der ki: O zaman evlerde kandil bulunmazdı. Birisi “Niçin kandil bulunmazdı?” diye sorunca şöyle cevap verdi: “Eğer elimizde kandilde yakmak için yağ bulunmuş olsaydı onu yerdik.” (M. Ahmed)
Hazret-i Âişe (radıyallâhü anhâ), kardeşi Hazret-i Esmâ’nın oğlu Urve’ye şöyle demişti: Vallâhi hemşîrezâdem! Biz peygamber hanımları hilâle bakar, görürdük. Sonra bir hilâl daha görürdük. Üç hilâl tamamlardık da (yani iki ay geçerdi de) Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) hâne-i saâdetlerinde bir ateş parçası yanmazdı (yemek pişmezdi).
Urve (r. anh) dedi ki: “Ey teyze! Ya sizin azığınız ne idi, sizi ne yaşatırdı? diye sordum. Şöyle cevap verdi:
“Hurma ile su. Şu kadar ki Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) Ensâr’dan komşuları, bunların da sağmal koyunları vardı. Koyunlarını sağarlar, sütlerinden Resûlullah Efendimize (s.a.v.) hediye ederlerdi; Resûlullah da ondan bize içirirdi.”
(S. Buhârî)
Hicrî: 10 Zilkade 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder