18 Temmuz 2019 Perşembe

BİN SENELİK MESÂFEDEN GÖRÜLECEK NUR



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أُمَّتِي يَوْمَ الْقِيَامَةِ غُرٌّ مِنَ السُّجُودِ مُحَجَّلُونَ مِنَ الْوُضُوءِ. (ت)
رسول الله  أفندمز  ( )  بيوردولر ،"    قيامت كونونده بنم أؤمتمن سجده أتدكلرندن دولاي يوزلرى نورلى : آبدست آلدقلرندان دولاي ده أللرى و آياقلرى نورلى اولاجقدر ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kıyâmet gününde benim ümmetimin secde ettiklerinden dolayı yüzleri nurlu; abdest aldıklarından dolayı da elleri ve ayakları nurlu olacaktır.” 
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   15  Zilkade   1440  Fazilet Takvimi   

BİN SENELİK MESÂFEDEN GÖRÜLECEK NUR

 
Habeşistanlı (siyâhî) bir zât, Resûlullah Efendimize (sallallâhü aleyhi ve sellem) gelerek bir şeyler sormak istediğini söyledi.
Resûlullah Efendimiz: “Sor ve öğren.” buyurdu. Adam:
“Yâ Resûlallah, sen görünüş, renk ve peygamber olman bakımından bana üstün kılındın. Şayet senin îmân ettiğin şeylere îmân edersem ve amel ettiğinle amel edersem cennette seninle beraber olabilecek miyim?” diye sordu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“Evet, nefsim kudretinde olan Allâhü Teâlâ’ya yemin ederim ki cennette siyâhî bir kimsenin nuru, bin senelik mesafeden görülecektir.” buyurduktan sonra tekrar:
“Kim ‘Lâ ilâhe illallâh’ derse bu, Allah indinde onun için bir ahid (emannâme) olur. Kim de ‘Sübhânallâhi ve bihamdihî’ derse onun için yüz yirmi dört bin hasene yazılır.” buyurdu. O zât:
“O hâlde biz (bu kadar sevaba nâil olduktan sonra) nasıl helâk oluruz?” dedi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“Muhakkak bir adam, kıyâmet günü dağların üzerine konulsa ağır gelecek bir takım amellerle gelir. Sonra bu kadar sevabın karşısına Allâhü Teâlâ’nın nîmetlerinden sadece bir nîmet konulur ve bu nîmet neredeyse o amellerin tamamına gâlip gelir. Ancak Allâhü Teâlâ’nın rahmeti ile (onun amelleri) ağır gelir.” buyurdu. Bunun üzerine İnsan Sûresi’nin 1. ve 2. âyet-i kerîmeleri nâzil oldu. Sonra Habeşî:
“Yâ Resûlallâh, cennette benim gözlerim de sizin gözlerinizin gördüklerini görecek mi?” diye sordu.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Evet” diye cevap buyurunca, Habeşî çok ağladı ve orada rûhunu teslim etti. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) de onu kendi elleriyle defnettiler. 
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî:   15  Zilkade   1440  Fazilet Takvimi   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder