30 Temmuz 2019 Salı

ALLÂH’I ZİKRETMEYE TEŞVİK



قَالَ اللهُ تَعَالَى: رِجَالٌ لَا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللهِ وَاِقَامِ الصَّلٰوةِ وَاِيتَۤاءِ الزَّكٰوةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْاَبْصَارُ. (سورة النور، ٣٧ )
الله تعالى شويله بيوردى  ( مئآلا )  : "    نيجه أرلر واردركى ، اونلرى نه بر تجارت و نه ده بر آليم صطم ، الله تعالى نين ذكرندن و نمازى حقى إيله قلمقدان و ذكاتى ورمكدن آلقويار . اونلر ، قلبلرين و كوزلرين اضطرابى دوشه جكى كوندن قورقارلر ."
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Nice erler vardır ki, onları ne bir ticaret ve ne de bir alım satım, Allahü Teâlâ'nın zikrinden ve namazı hakkıyla kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyar. Onlar, kalplerin ve gözlerin ızdırâba düşeceği günden korkarlar.” 
(Nur Sûresi, âyet 37)
Hicrî:   25  Zilkade   1440  Fazilet Takvimi   

ALLÂH’I ZİKRETMEYE TEŞVİK

 
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri, İskender Han el-Lûdî’ye yazdığı mektubunda şöyle buyurmuştur:
Beş vakit namazı cemâatle edâ ettikten ve bunların sünnetlerini kıldıktan sonra, kalan vakitleri Allâh’ı zikre sarfetmek lâzımdır. İster yemek yerken, ister yatarken, ister yürürken olsun, zikirden başka bir şeyle meşgul olmamalıdır.
Muhakkak size zikrin yolu beyan olunmuştur. Öyle ise tarif olunduğu üzere bu zikir ile meşgul olmalıdır.
Eğer mânen derlenip toparlanmakta bir noksanlık olursa, evvela bu dağınıklığın sebebini araştırmak, tayin ve teşhis etmek lâzımdır. Sonra bu kusûru telâfi etmenin sebeplerine yapışmalıdır.
İkinci olarak tam bir ilticâ ve tazarru (yalvarma) ile Hak Sübhânehû’ya yönelmeli ve Cenâb-ı Hak’tan dağınıklık ve kusûr zulmetini kaldırmasını istemeli ve zikir talimatını aldığı şeyh ile de tevessül etmelidir.
Allâhü Teâlâ her zorluğu kolaylaştırandır. Vesselâm.” 
(Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, 1/ m. 93)
 
KURBANA ÂİT BAZI HÜKÜMLER
 
Bir kimse vakti içinde kurbanını kesmeyip kıymetini sadaka olarak verse kurbanı edâ etmiş olmaz.
Zengin olan kimseler kurban kesmeyip kurbanın kesileceği vakti geçirseler, kurbanın kıymetini sadaka olarak vermeleri lâzım gelir.
Fakîrler ve kurban nezreden (adayan) kimseler, aldıkları kurbanı kesmeyip vakti geçerse, kurbanın kendisini sadaka olarak vermeleri vâcib olur.
Fıtır sadakası (fitre) ve kurban vâcib olduktan sonra mal zâyi olsa (sâhibi fakir düşse) ömrü içinde bunları edâ etmedikçe bunlar kendisinden düşmez. Ya kıymetlerini veya aynını (kurbanın kendisini) sadaka vermeleri vâcib olur.
Zengin olan çocuk için kendi malından kurban kesilmesinde ihtilaf vardır. İhtiyatlı olan ve tercih edilen, kurban kesilmesidir.
Hicrî:   25  Zilkade   1440  Fazilet Takvimi   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder