NAMAZI CEMÂATLA KILMANIN EHEMMİYETİ

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: صَلَاةُ الْجَمَاعَةِ أَفْضَلُ مِنْ صَلَاةِ الْفَذِّ بِسَبْعٍ وَعِشْرِينَ دَرَجَةً. (ق)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر ،"    جماعتله قلنان نماز ، يالنز قلنان نمازدان يرمى يدى دره جه دها فضيلتلى در ."

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Cemâatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece daha fazîletlidir.” 

(Müttefekun Aleyh; Sahîh-i Buhârî ve Müslim)

Hicrî:   13  Zilkade   1440  Fazilet Takvimi   

NAMAZI CEMÂATLA KILMANIN EHEMMİYETİ

Silsile-i sâdâtın on beşinci halkası Hâce Muhammed Bahâüddîn Şâh-ı Nakşibend (k.s.) Hazretleri, evliyâullâhın sohbetinin büyük nîmet olduğunu pek çok defa söylerler ve şöyle buyururlardı:
“Bu büyük nîmetten uzak kalmak, bu yolun yolcularının kusurlarındandır.”
Müridlerinden biri şöyle anlatır:
Şâh-ı Nakşibend Hazretlerinin mübârek sohbetlerine mazhar olmak için Semerkand’dan Buhârâ’ya gittim. Şâh-ı Nakşibend Hazretlerinin oradaki müridleri; imkân nisbetinde namazlarını cemâatle mescitte kılmayı, mübârek sohbetinde bulunmayı ve husûsiyle sabah namazını da cemâatle mescitte edâ etmeyi vazîfe bilirlerdi.
Buhârâ’da iken bir gün, bir sabah namazını o cemâatle edâ etmek istediğim halde, bir meşgûliyetim sebebiyle cemâate yetişemedim. Sonra çok acele bir şekilde yola koyuldum. Şâh-ı Nakşibend Hazretlerinin mescitten çıkıp gelmekte olduğunu gördüm. Kendilerine selam vereyim de bari bu devletten mahrum olmayayım dedim. Bu düşünceyle Şâh-ı Nakşibend Hazretlerine eriştim ve selam verdim. Selamımı aldıktan sonra kulağıma hafifçe:
“Her ne vakit bir kimsenin bir kusuru olur ise, o kimse Allah dostlarının muhabbetinden mahrum kalır.” buyurdular. Şâh-ı Nakşibend Hazretlerinin bu sözünden, ziyade kederlendim ve bu üzüntü ile olduğum yere düşüp kaldım.
Hâce Hazretleri, dostlarından bir zâtın hânelerine gittiler. Bu fakiri de kendi yanlarına oturttular. Bana:
“Bu zâta sor bakalım, hiç sabah namazını geçirdiği vâki olmuş mudur?” buyurdu. Onlar da, sabahın ilk vaktinde kalkarak namazı cemâatle kılmayı hiçbir gün kaçırmamış olduklarını bildirdiler.
(Enîsü’t-Tâlibîn)

Hicrî:   13  Zilkade   1440  Fazilet Takvimi   

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"