15 Temmuz 2019 Pazartesi

HAYVANLARA KARŞI MERHAMETLİ DAVRANMAK



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلرَّاحِمُونَ يَرْحَمُهُمُ الرَّحْمٰنُ، اِرْحَمُوا مَنْ فِي الْأَرْضِ يَرْحَمْكُمْ مَنْ فِي السَّمَاءِ. (ت)
رسول الله  أفندمز  ( )  بيوردولر ،"    رحمان ( اولان الله ) مرحمت أدنلره رحمتى إيله معامله أدر . سز يردكيلره مرحمت أدنكى ، سماداكى ( ملك ) لر ده سزه مرحمت أتسين ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Rahmân (olan Allah), merhamet edenlere rahmeti ile muâmele eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki, semâdaki (melek)ler de size merhamet etsin.” 
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   11  Zilkade   1440  Fazilet Takvimi   


HAYVANLARA KARŞI MERHAMETLİ DAVRANMAK

 
Âlim ve fakîhlerimiz “Hayvan haklarını bilmeyen ve riâyet etmeyen kimselere hayvan beslemek ve binmek helâl olmaz” demişlerdir.
Allâhü Tealâ Hazretlerinin insana bütün tekliflerinin aslı iki nesne üzeredir: Biri Allâh’ın emirlerine ta’zîm, biri de Allâh’ın yarattıklarına şefkat etmektir. Yani Allâhü Teâlâ’nın buyurduklarını tutmak ve gerek insan gerek hayvan olsun esirgeyip acımak, onlara zulmetmemektir.
Bir hadîs-i şerîfte: “Siz yerde olan insan ve hayvanlara şefkat gösterin. Eğer siz onlara acırsanız, (arz ve) semâvâtın Rabbi olan Allâhü Teâlâ da size rahmet eder. Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” buyurulmuştur.
Günahkâr bir kimsenin susuz bir köpeğe merhamet ederek ayakkabısı ile kuyudan su çekip verdiği için affa uğrayıp cennete girdiği hakkında hadîs-i şerîf vardır.
Keşşâf Tefsiri sâhibi Allâme Zemahşerî der ki: “Çocuk iken bir serçe tutup ayağına ip bağladım. O da bir duvar deliğine kaçtı. İpini çektim, ayağı kırıldı. Bir müddet sonra ben de attan düştüm, ayağım kırıldı. Elhamdülillah, serçenin hakkı benden dünyada alındı da âhirete kalmadı.”
Elbette kimsenin hakkı kimsede kalmaz. Kul hakkından gayet sakınmalıdır. Bilhassa hayvan haklarından âhirette kurtuluş gayet güçtür.
İdâreciler, insanlara ve hayvanlara, belki nebâta (bitkilere) bile adâletli davranıp zulmetmemelidirler.
Sultan Birinci Murad Han bir gün gül bahçesine girmişti. Orada, baharda açan envâi çeşit güzellikteki çiçekleri, yeşillikleri seyrederek Cenâb-ı Hakk’ın kudretini tefekkür ediyordu. Yanındaki hizmetkârlardan biri, kırmızı bir gülü dalından koparıp ona sundu. Padişah gülü verene dedi ki: “Yazık sana! Gülün ölümüne sebep oldun. O gül Mevlâ’yı zikir ve tesbih ederken ona mâni oldun. Gül, bahçesinde güzelliğini gösterip dururken, yıkıcı rüzgâr gibi ona kıydın, onu öldürdün” diye o hizmetçiyi pek çok azarladı. Yanlış iş yapana doğru yolu gösterdi.
Hicrî:   11  Zilkade   1440  Fazilet Takvimi   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder