4 Mart 2024 Pazartesi

NAMAZ VAKİTLERİ HAKKINDA

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ حَافَظَ عَلَى الصَّلَوَاتِ الْخَمْسِ عَلَى وُضُوئِهَا وَمَوَاقِيتِهَا وَرُكُوعِهَا وَسُجُودِهَا يَرَاهَا حَقًّا لِلّٰهِ عَلَيْهِ حُرِّمَ عَلَى النَّارِ. (حم)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كيم أؤزرنده الله ، يك بر حقى اولديغونه إنانارق عبدسدينه ، وقتلرينه ، ركوعنه و سجدسينه رعايت أدرك بش وقيت نمازى قلمايه دوام أدرسه او كمسه جهنمه حرام قلنير . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Kim üzerinde Allâh’ın bir hakkı olduğuna inanarak abdestine, vakitlerine, rükûuna ve secdesine riâyet ederek beş vakit namazı kılmaya devam ederse o kimse Cehennem’e haram kılınır.”

(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

Hicrî:   23  Şâbân  1445  Fazilet Takvim

 

 

NAMAZ VAKİTLERİ HAKKINDA

 

Takvimimizdeki namaz vakitleri, fıkhî esaslara göre hesaplanırken arz derecesi (enlem), tûl (boylam), saat dilimi, yükseklik, arazi genişliği gibi birçok astronomik, klimatolojik ve jeolojik unsurlar hesaba dâhil edilmektedir.

Bir yerin namaz vakitlerinin hesaplanabilmesi için “astronomik değerler” değil, fıkhî ölçülere uygun olan “görülen değer” neticeleri esas alınır. Mesela, güneşin doğuş-batışı için “astronomik doğuş-batış” değil, bir beldede meskun olarak yaşanılan en yüksek yerde “görülen doğuş-batış” asıldır. Sadece astronomik değerlerin hesaplanması ile elde edilen değerler -bunların sapmasına sebep olan yükseklik ve arazi genişliği gibi pek çok unsurdan dolayı- fıkhî değerleri karşılayamamaktadır. Bu sebeple namaz vakitlerinin hudutlarını emniyet altına alabilmek için İslâm âlimleri bazı zarûrî tedbirler almışlardır. Bu tedbirlere, düzeltmelere “temkin” adı verilmektedir. Temkin, daha ihtiyatlı olmak için yapılmış bir düzeltme değil, fıkhî olarak yapılması zarûrî bir düzeltmedir. Bu düzeltmelerden sonra ortaya çıkan değerler, fıkhî ölçülere uygun hâle gelmiş olur. Binâenaleyh temkinli vakitleri kullanmak icap etmektedir.

Enes bin Mâlik (r.a.) şöyle rivâyet etmiştir: Zeyd bin Sâbit (r.a.) dedi ki: “Peygamber Efendimizle (s.a.v.) sahur yaptık. Sonra (sabah) namaz(ın)a durdu.” Ben, Zeyd’e sordum: “Sahur ile ezan arasında ne kadar vakit vardı?” Zeyd (r.a.) Hazretleri, “Elli âyet okuyacak kadar” buyurdu. (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercümesi’nde, elli âyet okunacak vaktin, 18 dakika olduğu yazılmıştır; c. 6, s. 268-269) Bundan, temkine riâyetin ehemmiyeti anlaşılmaktadır.

Asırlardan beri İslâm âleminde kullanılan bu temkinli vakitler, Türkiye’de de 1982 yılına kadar bütün takvimlerde kullanılmıştır. Fazilet Takvimi, hâlen bunu kullanmaya devam etmektedir.

Bu sebeple: Takvimimizde verilen vakitlere riâyet etmeli, namazları vaktin sonuna kadar geciktirmemeli, oruca başlarken ve iftar ederken, takvimimizdeki vakitlere uyulmalıdır. Sabah namazını da takvimimizde yazan, “Sabah” vaktinden itibaren kılmaya başlamalıdır.

Hicrî:    23Şâbân  1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder