31 Mart 2024 Pazar

HASTA ZİYARETİ


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : خَمْسٌ مَنْ عَمِلَهُنَّ فِي يَوْمٍ كَتَبَهُ اللهُ مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ: مَنْ عَادَ مَرِيضًا، وَشَهِدَ جَنَازَةً، وَصَامَ يَوْمًا، وَرَاحَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ، وَأَعْتَقَ رَقَبَةً. (حب)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بش شى واردركى كيم اونلارى بر كون إيجرسنده إشلرسه الله تعالى ، اونى جنت أهلندن يازديرير : بر حصطي زيارت أدن ، جنازه نمازى قلان ، او كون اوروج طوطان ، جمعه نمازينه كيدن و كوله آزاد أدن . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Beş şey vardır ki kim onları bir gün içerisinde işlerse Allâhü Teâlâ, onu Cennet ehlinden yazdırır: Bir hastayı ziyaret eden, cenâze namazı kılan, o gün oruç tutan, cuma namazına giden ve köle âzât eden.”

(Sahîh-i İbn-i Hibbân)

Hicrî:   21  Ramazân  1445  Fazilet Takvim

 

 

HASTA ZİYARETİ

 

Hastayı ziyaret etmek, onun hâl ve hatırını sormak, hastanın ihtiyaç duyduğu bir husûsta, ziyaretçinin gücü yettiği kadar hastaya yardımda bulunması sünnettir. Hasta ziyareti, dînî ve ahlâkî bir vazife olup çok sevaptır.

Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Hazretleri, Ashâb’ından bir kimse hasta olsa onu görmeye gider, hastanın hâlini hatırını sorardı.

Enes bin Mâlik (r.a.) Hazretleri şöyle anlattı: Bir Yahûdî genç, Peygamber Efendimize (s.a.v.) hizmet ederdi. Bir ara hastalandı. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), bu genci ziyarete gitti. Başucuna oturdu ve ona Müslüman olmasını teklif etti. O da babasına baktı. Babası, “Oğlum! O’na (s.a.v.) itaat et.” deyince Müslüman oldu.

Resûl-i Ekrem (s.a.v.), hastanın yanından çıkarken “Şu genci, benim vasıtamla Cehennem azâbından kurtaran Allâhü Teâlâ’ya hamd ü senâlar olsun.” buyurdu.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Ashab’ım! Hastaları ziyaret ediniz, açları doyurunuz, esirleri âzât ediniz.” buyurmuştur.

Hasta ziyareti hakkında o kadar çok hadîs-i şerîf vardır ki bu, İslâm’da hasta ziyaretine ne kadar çok ehemmiyet verildiğini gösterir. Ebû Hüreyre (r.a.) Hazretlerinden şöyle rivâyet edilmiştir:

“Bir kimse, bir hasta görmeye gitse gökten bir münâdî ona şöyle nidâ eder: ‘Sen güzel, temiz oldun ve senin bu ziyarette yürümen pek hoş oldu. Ve sen, Cennet’te kendine bir yer edindin.”

“Sen, hoş, temiz oldun” denmesinden murat; -Allâhü a’lem-, günahlarından pak oldun, demektir. Ve yürümesinin güzel olmasından murat her adım mukabilinde, ecir ve hasenat ihsan buyurulmasıdır.

Hasta ziyaretinin faziletine dair bir hadîs-i şerifte şöyle buyurulmuştur:

“Bir kimse bir hastayı ziyaret için yanına girse o kimse suya girer gibi Cenâb-ı Hakk’ın rahmetine girer. Hastanın yanında bulundukça da rahmet içine dalmış olur.”

Hicrî:    21 Ramazân 1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

30 Mart 2024 Cumartesi

PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) İLE ŞEREFLENEN MEKÂNLAR


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ فَطَّرَ صَائِمًا عَلَى طَعَامٍ وَشَرَابٍ مِنْ حَلَالٍ صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلَائِكَةُ فِي سَاعَاتِ شَهْرِ رَمَضَانَ وَصَلَّى عَلَيْهِ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلَامُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ. (طب)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : هر كيم بر اوروجليه حلال اولان ييه جك و إيججك إيله إفطار أتديريرسه ، ملائكه – ء كرام ، رمضانى شريف آينيك تمامنده ، جبرائل عليه السلام ده قدير كجسنده او كمسه إيجن إستغفار أدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Her kim bir oruçluya helâl olan yiyecek ve içecek ile iftar ettirirse, melâike-i kirâm, Ramazân-ı Şerîf ayının tamamında, Cebrâil aleyhisselâm da Kadir Gecesi’nde o kimse için istiğfâr eder.”

(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)

Hicrî:   20  Ramazân  1445  Fazilet Takvim

 

 

PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) İLE ŞEREFLENEN MEKÂNLAR

 

Kur’ân-ı Kerîm’in bazı âyetleri ve sureleri, başka başka mekânlarda nâzil oldu. Bazısı Mekke-i Mükerreme’de bazısı Medîne-i Münevvere’de bazısı da başka mekânlarda inmiştir. Çünkü buralar, lisân-ı hâlleriyle Allâhü Teâlâ’dan, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile şereflenmek istemişlerdi. Nitekim Mîrâc-ı Nebevî’deki bir hikmet de şudur:

Yedi kat gök, sekiz Cennet, Arş, Kürsî, Levh, Kalem ve Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin Mîraç’ta teşrîf buyurmuş olduğu her mekân ve orada bulunanlar, dilleriyle ve lisân-ı hâlleriyle hakkında -meâlen-: “Ve seni ancak bütün âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ Sûresi, âyet 107) buyurulan Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafâ’yı (s.a.v.) görmek, onun ayağının tozunu gözlerine sürme ederek şereflenmek için Cenâb-ı Hakk’a niyâz etmişlerdir.

Cenâb-ı Hak, onların bu ilticalarını kabûl eyledi. Resûlüne Miraç mucizesini ihsan buyurdu. Cenâb-ı Hak dünyada kabrini ziyareti, âhirette de şefâatine nâiliyyeti cümlemize nasip eylesin. Amin.

 

ÖNCE İMTİHANA GİRİN!

 

Fâtih Sultan Mehmed Han, fethettiği beldeleri kendi hâline bırakmayarak, îmârına çalışmıştır. İstanbul’un fethinden sonra da burada, Fâtih Câmii ile birlikte yapımı tamamlanan, meşhur Sahn-ı Semân Medreselerini kurmuştur (1470).

Fâtih Sultan Mehmed Han, medresede kendisine de bir oda ayrılmasını istedi. Fakat müderrisler:

“Siz padişahsınız! Ne talebe-i ulûm ne de hâcegân sınıfına dâhilsiniz. O hâlde medresede bir odaya sahip olamazsınız!” dediler.

Fâtih Sultan Mehmed Han da bu cevaba karşı şunu sordu:

“Peki, burada bir odam olması için ne yapmam lâzım?” Müderrisler cevap verdi:

“Bunun için önce imtihana girmelisiniz. Ancak imtihanı kazandıktan sonra ilim ocağında bu şekilde makamınız olur.” dediler.

Fâtih Sultan Mehmed Han, bunun üzerine müderrislerin dediği gibi imtihana girdi ve imtihanı kazandıktan sonra Sahn-ı Semân’da bir oda sahibi olabildi.

Hicrî:    20 Ramazân 1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

29 Mart 2024 Cuma

NAMAZDA HUŞU


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَفْضَلُ الصَّدَقَةِ فِى رَمَضَانَ. (فيض)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : صدقانيك أك فضيلتلى اولانى ، رمضان آينده وريلندير . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Sadakanın en faziletli olanı, Ramazan ayında verilendir.”

Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)

Hicrî:   19  Ramazân  1445  Fazilet Takvim

 

 

NAMAZDA HUŞU

 

Şâh-ı Nakşibend (k.s.) Hazretleri buyurdular:

Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Namaz, müminin mîracıdır.” buyurmuşlardır. Bu hadîs-i şerîfte, namazın hakîkî derecelerine işaret vardır. Şöyle ki; namaz kılan kişi, iftitah tekbirini aldığında, Hak Teâlâ’nın büyüklük ve azametini, daha namazın başındayken öyle ikrar etmeli ki, kulda bir huşû ve tevazu hâli hâsıl olmalı. Ta ki namazı, onu, yüksek manevî makamlara ulaştırsın. Bu sıfatın en üstün derecesi, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizde mevcut idi.

Rivayet olunduğuna göre namazda Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizin sadrından öyle bir ses gelirdi ki, evlerinin dışından bile işitilirdi. Nitekim, “Peygamber Efendimiz (s.a.v.) namaz kılarlarken, mübarek sadrından, Allah korkusundan ağlamaktan, kaynayan kazanın fokurdaması gibi ses gelirdi.” hadîs-i şerîfi buna işarettir.

GÖÇMEN KUŞLAR

Göçmen kuşların çoğu, husûsiyle küçük kuşlar, göç için gerekli enerjiyi, uzun yolculuğa çıkmadan önce vücutlarında depoladıkları yağdan sağlarlar. Vücutlarında depoladıkları bu yağ, onların âdeta yakıtıdır. Bazıları göçten önce ağırlıklarını iki katına kadar çıkartırlar.

Kuzey Kutbu’ndan kalkan bir kuşun, elinde bir harita ve pusulası varmış gibi binlerce mil ötedeki hedefine varması ve vakti gelince tekrar aynı noktaya dönmesi; yine yavruların, uçmayı öğrendikten hemen sonra, hiç bilmedikleri ana ocağına tek başlarına dönmeleri, hikmetli bir hâdisedir. Tek bir rota üzerinden uçmaları ve kendilerinden bir önceki neslin yaşadıkları topraklara konmaları, fevkalâde bir yön bulma tekniğinin varlığını gösterir.

Kuşların çoğu, gündüz, güneşe göre hareket ederler. Ancak birçok kuş da gece göç eder. Yapılan araştırmalar, kuşların gündüz güneşe, geceleyin ise ay ve yıldızlara göre uçuş istikametlerini bulabildiklerini ispat etmiştir. Bu tabiî pusulaları sayesinde kapalı havalarda da yollarını bulurlar. Bulutlu bir günde bile yönlerini şaşırmazlar.

Hicrî:    19 Ramazân 1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"