18 Mayıs 2023 Perşembe

GÜZEL BİR AHLÂK; VAKARLI OLMAK


قَالَ اللهُ تَعَالَى : (وَعِبَادُ الرَّحْمٰنِ الَّذِينَ يَمْشُونَ عَلَى الْاَرْضِ هَوْنًا وَاِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَامًا) [سورة الفرقان آية: ٦۳]

الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) :  و رحمن ( اولان الله ) ، يك ( حالس ) قللرى اونلركى ، ير يوزنده وقار و تواضع إيله يورورلر و جاهللر كنديلرينه بر لاف آطدقلرى وقيت ، ’ ( حيدى ) سلامتله ‘ درلر ( اونلره آلدرش أتمزلر ) . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen Ve Rahmân (olan Allâh)’ın (hâlis) kulları onlardır ki, yeryüzünde vakar ve tevâzu ile yürürler ve cahiller kendilerine bir laf attıkları vakit, ‘(haydi) selâmetle’ derler (onlara aldırış etmezler).”

(Furkan Sûresi, âyet 63)

Hicrî:  28  Şevval    1444  Fazilet Takvim

 

GÜZEL BİR AHLÂK; VAKARLI OLMAK

 

Vakar; ağırbaşlı, yumuşak huylu ve sakin olmak; yapılacak işlerde temkinli ve tedbirli davranmak, demektir. Gıpta ile hased arasında fark olduğu gibi, vakar ile kibir arasında da fark vardır. Vakarlı olmayı kibirlenmeye, büyüklenmeye vardırmamalıdır. Çünkü vakar, bir kibirlenme, büyüklenme hâli değildir. Vakar, tefekkürden ve şerefi koruma duygusundan, ilmin ve hilmin kuvvetinden ileri gelir. Vakar, insanın kadrini, kıymetini yükseltir. Bunun alâmeti, insanlar arasında ve yalnızken aynı hâl üzere bulunmaktır.

Vakarın zıttı olan hafiflik ise az akıllılık alâmetidir. Gereksiz yere öteye beriye bakıp durmak veya gidip gelmek, bazı âzâları oynatmak, gereksiz sorular sormak, soru ve cevaplarda acele etmek; elbise ve kıyafete gereğinden fazla çeki düzen vermek, hep hafiflik eseridir. Onun için insan, böyle hafiflik sayılacak hareketlerden kendisini korumalıdır.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:

İyilik, güzel elbise ve kılık kıyafette değildir. İyilik ancak sükûnet ve vakar(da)dır.”

İlim öğreniniz. İlim için huzur, sükûnet ve vakar da öğreniniz. Kendisinden ilim öğrendiğiniz kimseye karşı da mütevâzı olunuz.”

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), mütebessim ve herkesle alâkadar olmakla beraber ziyade vakarlı idiler. Ashâb-ı Kirâm, onun huzur-ı saâdetlerinde gayet edepli bir şekilde bulunurlardı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), onlara iltifat edip korku ve heyecanlarını izale ederlerdi. Bir gün huzuruna gelen bir zâtın korkup titrediğini gördüler. Ona iltifat ederek teskin buyurduktan sonra orada bulunan Ashâb-ı Kirâm’ına hitaben buyurmuşlardır ki;

“Ey insanlar! Mütevâzı olunuz ve biliniz ki mütevâzı olmanız için bana vahiy nâzil oldu. Birbirinizin hakkına geçmeyiniz, iftihar edip övünüp mağrur olmayınız. Kibirlenmeyiniz. Ey Allâh’ın kulları! Birbiriniz ile kardeş olunuz!”

Hicrî:      28Şevval  1444  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder