قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلْحَيَاءُ زِينَةٌ، وَالتُّقَى كَرَمٌ، وَخَيْرُ الْمَرْكَبِ الصَّبْرُ، وَانْتِظَارُ الْفَرَجِ مِنَ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ عِبَادَةٌ. (الجامع الصغير)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : حيا ( إنسانه ) أك كوزل زينت در ، تقوى كرم در ( أك بيوك شرف در ) و أك خيرلى بنك صبردر . ( صبره درك ) بلا و صقنطلردان قورطلماي الله عز وجله ، دن بكلمك إيسه عبادتدر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: Hayâ (insana) en güzel ziynettir, takvâ keremdir (en büyük şereftir) ve en hayırlı binek sabırdır. (Sabrederek) belâ ve sıkıntılardan kurtulmayı Allah Azze ve Celle’den beklemek ise ibadettir.”
(Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
Hicrî: 20 Şevval 1444 Fazilet Takvim
Ashâb-ı Bedir: SA‘D BİN UBEYD BİN NUMÂN (r.a.)
Ensâr’dan ve Evs kabilesinin Benî Ümeyye bin Zürayk kolundandır. Akabe Bey’at’inde, Bedir ve sonraki gazâların hepsinde Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in maiyetinde bulunmuştur. 64 yaşında iken hicretin 16. senesinde meydana gelen Kâdisiye Muhârebesi’nde şehit olmuştur. Oğlu Umeyr (r.a.), Hazret-i Ömer’in Şam’da bazı beldelere tayin ettiği valilerdendir.
Hazret-i Sa‘d radıyallâhü anh, Ensâr’dan Kur’ân-ı Kerîm’in tamamını ezberleyen ilk dört zâttan biridir. Kendisine ilk olarak “Kârî” ismi verilmiş olup o zamana kadar zât-ı âlîlerinden başka hiçbir kimseye bu unvan verilmemiştir. Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem hâl-i hayatlarında iken Kubâ Mescidi’nde imamlık ederdi.
Rivâyet olunduğuna göre Sa‘d radıyallâhü anh Hazretleri, Kâdisiye Muhârebesi’nde demişlerdi ki: “Biz, yarın şehit oluruz; üzerimizdeki kanlarımızı temizlemeyin, bizim için kefen aramayın, şehit olduğumuzda üzerimizde bulunan elbisemizle defnedin!”
NAMAZA DAİR BAZI FIKHÎ MESELELER
Farz ile sünnet arasında fazla oyalanmak, konuşmak, bir şey yemek, içmek uygun değildir. Zira bunlar, namazın sevabını azaltır.
İmamın, farz namazdan selam verdikten sonra sünnet kılmak için farzı kıldırdığı yerin biraz sol tarafına durması, cemaatin de son sünnetleri, farz kıldıkları yerden farklı bir yerde kılmaları müstehâbdır. Böylelikle mescide sonradan gelen kimseler, farzın kılınmış olduğunu anlamış olurlar.
Dua esnâsında, semaya bakmak mekruhtur. Zira bunda edebe muhalefet ve Cenâb-ı Hakk’a cihet isnat etme tevehhümü vardır. Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem bundan ümmetini nehyetmiştir.)
yapar.
Hicrî: 20Şevval 1444 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder