31 Mayıs 2023 Çarşamba

HACCIN HİKMETİ


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : حُجُّوا فَإِنَّ الْحَجَّ يَغْسِلُ الذُّنُوبَ كَمَا يَغْسِلُ الْمَاءُ الدَّرَنَ. (طس)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  حجدينز . محقق حج ، صويون ، كيرى يقايب تمزلديكى كبى كناحلرى تمزلر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Haccediniz. Muhakkak hac, suyun, kiri yıkayıp temizlediği gibi günahları temizler.”

(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat)

Hicrî:  11  Zilkâde    1444  Fazilet Takvim

 

HACCIN HİKMETİ

 

Allâhü Teâlâ, Âdem aleyhisselâm’a, “Ey Âdem! Benim için yeryüzünde, gökteki beytimin hizâsında bir beyt yap ki melekler, Beyt-i Ma‘mûr’un etrafında tavaf ettikleri gibi, sen ve evlatların da onun etrafında tavaf ederek bana ibadet ediniz.” buyurdu. Âdem aleyhisselâm, Mekke-i Mükerreme’ye gidip meleklerin refakatinde Beytullâh’ı inşa etti. Sonra Cenâb-ı Hakk’a şöyle yalvardı: “Yâ Rabbi! Şüphesiz her çalışanın bir ücreti vardır, benim de bir ücretim var mıdır?” Allâhü Teâlâ da “Evet, vardır. Ne dilersen yerine getirilecektir.” buyurdu.

Âdem aleyhisselam, “Yâ Rabbi! Beni tekrar Cennet’e gönder.” dedi. Allâhü Teâlâ, “Bu, senin için (âhirette) gerçekleşecektir.” buyurdu. Hz. Âdem, “Yâ Rabbi! Hatalarımı itiraf ettiğim gibi, zürriyetimden, günahlarını itiraf edip sana yalvararak bu Beyt’i (Kâbe-i Muazzama’yı) tavaf edenleri de affetmeni istiyorum.” dedi. Allâhü Teâlâ, “Ey Âdem! Ben, seni affettim. Senin zürriyetinden, bu Beyt’i ziyaret edip günahlarından tevbe edenleri de affettim.” buyurdu.

Nûh Tufanı’ndan İbrâhim aleyhisselam zamanına kadar, Kâbe-i Muazzama’nın yeri belirsiz kaldı. Allâhü Teâlâ, Hz. İbrâhim’e, Kâbe-i Muazzama’yı tekrar inşa edip insanları hacca davet eylemesini emir buyurdu. İbrâhim (a.s.), “Yâ Rabbi! Buna sesim yetmez.” dedi. Allâhü Teâlâ, “Sen davet et, duyurmak bize aittir.” buyurdu. Bunun üzerine Hz. İbrâhim, Makâm-ı İbrâhim’in üzerine çıkıp baktı ve bütün yeryüzünü, dağları, taşları, ovaları, kara ve denizleri, insan ve cinleri, hepsini önünde toplanmış gördü. İki elinin işaret parmaklarını kulaklarına koyarak doğuya, batıya, kuzeye ve güneye doğru dönerek şöyle seslendi: “Ey insanlar! Beytü’l-Atîk’i (Kâbe-i Muazzama’yı) ziyaret etmek, sizlere farz kılındı, Rabb’inizin davetine icâbet edin, gelin.”

İbrâhim (a.s.) zamanından günümüze kadar haccetmeye muvaffak olanlar, onun bu davetine “Lebbeyk, Lebbeyk!” diyenlerdir. Bir kimse, o vakit bu davete kaç kere “Lebbeyk” diyerek cevap vermişse ona, o kadar haccetmek nasip olur.

(Lebbeyk: ‘Emrine âmâdeyim’ demektir.)

Hicrî:   11 Zilkâde   1444  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

30 Mayıs 2023 Salı

ASHÂB-I KİRÂM’IN HEPSİ CENNETE GİRER


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ...فَمَنْ أَحَبَّهُمْ فَبِحُبِّي أَحَبَّهُمْ وَمَنْ أَبْغَضَهُمْ فَبِبُغْضِي أَبْغَضَهُمْ. (ت)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  آصحابمى سون ، بنى سوديكلا إيجن سور ، اونلره بغض أدن ، بانه بغض أتديكى إيجن بغض أدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  ...Ashâbımı seven, beni sevdiği için sever, onlara buğz eden, bana buğz ettiği için buğz eder.”

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:  10  Zilkâde    1444  Fazilet Takvim

 

ASHÂB-I KİRÂM’IN HEPSİ CENNETE GİRER

 

İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri şöyle buyurmuşlardır:

“...Ashâb-ı Kirâm, Kitap ve Sünnet’i tebliğ edenlerdir. İcmâ da onların asrında sabit olmuştur. Eğer onların hepsi veya bazıları dalâlet ve fâsıklıkla vasıflanmış olsa, dinin tamamından veya bir kısmından itimad kalkar. Peygamberlerin sonuncusu ve en faziletlisi olan Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) gönderilmesinden ümmetinin istifadesi de az olur.

Kur’ân-ı Kerîm’i bir araya toplayan Hz. Osman’dır, hattâ Hz. Sıddîk ve Hz. Fârûk’tur (r. anhüm). Eğer onlar ta‘n (zemm)edilmiş ve âdil olmamış olsalar, Kur’ân-ı Kerîm’e nasıl itimad edilir, din neyle ayakta kalırdı? Onlara dil uzatmanın ne kadar kötü ve fena olduğunu düşünmek lâzımdır. Resûlullâh’ın (s.a.v.) ashâbının tamamı âdildir; onların bize ulaştırdığı her şey hak ve doğrudur… Çünkü onlar, Resûlullâh’ın (s.a.v.) ashâbıdır. Onların bazıları henüz dünyada iken Cennet ile müjdelenmiştir. Bazıları, günahları bağışlanmış ve âhiret azâbı kendilerinden kaldırılmış olan Bedir Ashâbı’dır.

Onların bazısı da Rıdvan Bey‘ati ile şereflenmiştir. Nitekim Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz, “(Hudeybiye’de) ağacın altında bîat edenlerden hiç kimse Cehennem’e girmeyecektir.” buyurmuştur. Hattâ âlimler, “Bütün Ashâb-ı Kirâm’ın Cennet ehli olduğu, Kur’ân-ı Kerîm’den anlaşılır.” demişlerdir. Nitekim Allâhü Teâlâ, Hadîd Sûresi’nin 10. âyet-i kerîmesinde şöyle buyurmuştur: “Sizden, fetihten önce infâk edip çarpışanlarınız diğerleriyle müsâvî olmazlar. Onlar, sonradan infâk edip çarpışanlardan derece bakımından pek büyüktürler. Bununla beraber Allâhü Teâlâ hepsine de hüsnâ’yı vaad etmiştir ve Allâhü Teâlâ, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” Bu âyet-i kerîmede geçen hüsnâ, Cennet’tir. Sahâbe-i Kirâm’ın tamamı, fetihten önce de sonra da infâk etmişlerdir ve onlara Cennet vaad edilmiştir.

 (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 3, m. 24)

Hicrî:    10 Zilkâde   1444  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"