قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلْعِلْمُ عِلْمَانِ عِلْمٌ عَلَى اللِّسَانِ فَذٰلِكَ حُجَّةُ اللهِ عَلَى خَلْقِهِ وَعِلْمٌ فِي الْقَلْبِ فَذٰلِكَ الْعِلْمُ النَّافِعُ. (مي)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : علم ، إيكيدر . برى ( عمل اولنمايب ) يالنز لسانده قالاندر كى بو ، الله تعالى ‘ نيك ، قللارى عليهنه بر دليلدر ، ديكرى ده ( عمل اولونارق ) قلبده ( نورى اورطايا ) جقان علمدر كى ، إشده ( آصل ) منفعتلى اولان علم بودور . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: İlim, ikidir. Biri (amel olunmayıp) yalnız lisanda kalandır ki bu, Allâhü Teâlâ’nın, kulları aleyhine bir delilidir; diğeri de (amel olunarak) kalpte (nuru ortaya) çıkan ilimdir ki, işte (asıl) menfaatli olan ilim budur.”
(Sünen-i Dârimî)
Hicrî: 26 Safer 1444 Fazilet Takvim
YAVUZ SULTAN SELİM HAN’IN VASİYETİ
Yavuz Sultan Selim Han, vefat etmeden önceki gece (m. 1520), paşalarını çağırdı ve onlara şöyle hitap etti:
Bu dünya yurdunda daha fazla kalamayacağımı anlıyorum, can emanetini sahibine teslim etme vakti çok yaklaştı. Sizler şimdi hangi vazifede iseniz, Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına uygun hareket ederek ve doğru yoldan ayrılmaksızın, vazifenizde devam ediniz.
Âhiret seferine çıkmış olan benden, oğlum Süleyman Han’a şöyle bildirin:
Cihâd ve gazâ vazifesini gayretle yerine getirmek, hem dinimizin emri hem de dedelerimizden beri son derecede riâyet edilen bir husûstur. O da ihmal ve tembellik edip aslâ bunu terk etmesin. Bu zayıf kul, hayatı boyunca müşriklerle ve mezhepsizlerle cihâda gayret eyledi. Ümidim odur ki evlâdımız da cihada gayret gösterir. Benim neslimden gelenlerden her kim bu yoldan ayrılıp cihâdı ihmal ederse o, zâlimlerdendir. Kıyamet gününde Cenâb-ı Hakk’ın affından, Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) şefaatinden uzak düşmüş, ecdadına âsî gelmiş, itaat ve iyilik etme sevabından mahrum kalmış olur.
Emriniz altında olanların mertebelerine göre haklarına riâyet edin, iyilik ve ihsânı, onlardan eksik etmeyin.
İdaremiz altındaki insanlar, Allâhü Teâlâ’nın emaneti olduğundan, evladımız dahi onlara adâlet ve iyiliği en mühim bir vazife bilsin. İdaresi altındakileri, evlat ve akrabası tanısın, görüp gözetsin.
Münâfıkları, ihlaslı ve samimi kimselerle bir tutmasın. Dostlarına yumuşak huylulukla davranmaktan, düşmanlarına karşı da her türlü tedbiri almaktan geri durmasın.
İslâm beldelerini, müşriklerden ve mezhepsizlerden muhafazaya her an gayret etsin.
Bu vasiyetlerimi aynen benden işittiğiniz gibi evladımıza nakledesiniz. Eğer etmezseniz, hakkım size haramdır, kıyamet günü ellerim yakanızda olacaktır..
Hicrî: 26 Safer 1444 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder