قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَثَلُ الْجَلِيسِ الصَّالِحِ مَثَلُ الْعَطَّارِ إِنْ لَمْ يُحْذِكَ مِنْ عِطْرِهِ عَلَقَكَ مِنْ رِيحِهِ. (حم)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : كندسيله بر آراده بولونولان صالح بر ذات ، آطَّار ( كوزل قوقى صاطان كمسه ) كبيدر . صنه ، كوزل قوقولى بر شى ورمسه ده قوقوسوندان صانه إصابت أدر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “ Kendisiyle bir arada bulunulan sâlih bir zât, attâr (güzel koku satan kimse) gibidir. Sana, güzel kokulu bir şey vermese de kokusundan, sana isabet eder.”
(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Hicrî: 05 Cemaziyelevvel 1443 Fazilet Takvim
BÜYÜKLERİ HATIRDAN ÇIKARMAMAK
Ya’kûb-i Çarhî (k.s.) Hazretleri şöyle anlattı:
Hizmetlerine girmeden önce de Şâh-ı Nakşibend kuddise sirruh Hazretlerine karşı, içten bir sevgi ve muhabbetim vardı. Buhârâ ulemasından fetva vermeye icâzet aldıktan sonra, vatan-ı aslîme (Çarh’a) dönmeye karar verdiğim sıralar, bir gün Şâh-ı Nakşibend Hazretlerini ziyarete giderek:
Himmet ve teveccühünüzü eksik etmeyiniz, diye çok yalvardım.
Gidecek zamanda mı benim yanıma geldiniz? buyurdular.
Ben sizleri çok seviyorum, dedim.
Bize olan sevgin nereden geliyor? buyurdular.
Sizin, büyük ve insanlar nazarında makbul biri olmanızdan, dedim.
Bundan daha iyi bir delil gerek. Zira halkın kabulü, şeytanın aldatması ile de olabilir, buyurdular.
Hadîs-i şerîfte buyurulduğu üzere; “Allâhü Teâlâ, bir kulunu dost edinirse onun muhabbetini kullarının gönlüne düşürür. Kullar da onu severler” diye cevap verdim.
Bu sözüm üzerine tebessüm edip ‘Biz Azîzânız’ (yani bizim yolumuz onun yoludur) buyurdular. Bu sözü duyunca dehşete kapıldım, hâlim değişiverdi. Zira bir ay önce rüyamda bana “Azîzâna mürîd ol.” denilmiş; ama ben bunu unutmuştum. Tekrar, ‘Himmet ve teveccühünüzü eksik etmeyiniz.’ dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdular: ‘Bir kimse, Hâce Azîzân (Ali Râmîtinî) (k.s.) hazretlerinden, kendisine teveccüh etmesini istemiş. O da ‘Bizim hatırımızda Mevlâ’dan başka şey kalmaz. Yanımda bir eşyanı bırak ki onu görünce seni hatırlayayım, buyurmuşlar.’
Şâh-ı Nakşibend Hazretleri, bunu naklettikten sonra mübarek başındaki takkelerini çıkarıp bana verdiler ve ‘Gerçi senin benim yanımda bırakacak bir şeyin yoktur, bari bu takkeyi al, iyi sakla. Her ne zaman bu takkeyi görürsen, beni hatırına getirirsin. Beni hatırına getirdiğin zaman da beni yanında hazır bulursun.’ buyurdular.
Hicrî: 05 Cemaziyelevvel 1443 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder