11 Aralık 2021 Cumartesi

CİHÂD


 

قِيلَ يَا رَسُولَ اللهِ أَيُّ النَّاسِ أَفْضَلُ فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مُؤْمِنٌ يُجَاهِدُ فِي سَبِيلِ اللهِ بِنَفْسِهِ وَمَالِهِ. (خ)

يارسول الله ، إنسانلريك أك فضيلتلسى كمدر ؟ ديه صورلدى . رسول الله أفندمز ( ﷺ ) :  جانيله وماليله جهاد أدن مؤمندر . بيوردولر . "

“Yâ Resûlallâh, insanların en faziletlisi kimdir?” diye soruldu. Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem:   Canıyla ve malıyla Allah yolunda cihâd eden mümindir.” buyurdular.

(Sahîh-i Buhârî)

Hicrî:   07   Cemaziyelevvel   1443    Fazilet Takvim

 

CİHÂD

 

Cihâd, sırf Allâhü Teâlâ’nın dinini yaymak için yapılan gayretlerdir. Müslümanlar, her gün yerine getirmekle mükellef bulundukları ibadet vazifelerinin yanında ayrıca cihâdla da memurdurlar. Bidat ve bâtılla mücadele etmek, imanı ve ahlâkı kemiren şer cereyanların ortadan kaldırılması için malı, canı ve bütün varlığı ile çalışmak, her Müslüman için başlıca vazifedir.

Cihâd, îlâ-yı kelimetullâh için yapılır. Yani kelime-i tevhidin nurunu yaymak, bu nurla müşerref olanların imanını küfürden korumak, bu nurla müşerref olmayanlara da bu nuru aşılamak için yapılır. Hak ile bâtıl, çeşitli şekil ve surette dâima mücadele hâlinde olduklarından cihâd da her yerde, her zaman kıyamete kadar vardır.

Bu mesele, Tevbe Sûresi’nin 41. âyet-i kerîmesinin tefsirinde şöyle izah edilmiştir:

Gerek kolay, gerek zor gelsin, genç ihtiyar, bekâr evli, işsiz meşgul, fakir zengin, yaya atlı, yüksüz yüklü ne hâlde olursanız olun, -az çok bir gücü olanlar- hepiniz seferber olunuz. Hem mal, hem beden ile tâkati olanlar ikisiyle de, yalnız malı olan malı ile, malı olmayan da bedeni ile gücü yetebildiği kadar cihâd etsin ki bu sizin için hayırlıdır. Eğer hayrı biliyor iseniz, bunun sizin hakkınızda hayır olduğunu bilir, yaparsınız.

Burada hayır olan cihâdın, ‘ilim’ ile olacağına işaret vardır. Binaenaleyh cihadın temeli ilimdir. Bunun esası da dış düşmanlardan evvel, insanın kendi vücudundaki nefse; nefsin cahilliğine ve şehvetine karşı yaptığı cihâddır. Bundan dolayıdır ki Resûlullah (s.a.v.), Tebük harbinden dönerlerken “Küçük cihaddan büyük cihada döndük” hadîs-i şerîfi ile nefsi terbiye ve tezkiye ile uğraşmanın cihâd-ı ekber (en büyük cihâd) olduğunu tebliğ buyurmuşlardır. Yani Allah için gayret etmek, emirlerini yapabilmek, evvelâ nefsin ataletine, ihtirasına karşı bir mücadeleyi gerektirir. Bu da nefsin hayır ve şerri, hakîkî menfaat ve zararları, hakkı ile seçebilmesine bağlıdır.

Hicrî:   07   Cemaziyelevvel   1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder