قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِذَا تَوَضَّأَ الرَّجُلُ الْمُسْلِمُ خَرَجَتْ ذُنُوبُهُ مِنْ سَمْعِهِ وَبَصَرِهِ وَيَدَيْهِ وَرِجْلَيْهِ فَإِنْ قَعَدَ قَعَدَ مَغْفُورًا لَهُ. (حم)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : مسلمان بر كمسه عبدست آلديغى زمان كناحلرى قولاغندان ، كوزندن ، أللرندن وآياقلرندان دوكولب كدر . بو كمسه ( عبدستدن صكره ) اوطورسه ( نماز قلماسه بله ) باغشلانمش اولرق اوطورمش اولور . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “ Müslüman bir kimse abdest aldığı zaman günahları kulağından, gözünden, ellerinden ve ayaklarından dökülüp gider. Bu kimse (abdestten sonra) otursa (namaz kılmasa bile), bağışlanmış olarak oturmuş olur.” (Müsned-i Ahmed)
Hicrî: 02 Cemaziyelevvel 1443 Fazilet Takvim
NAMAZLARDA İMAM OLMANIN ŞARTLARI
Bir cemaate imam olabilmek için altı şart vardır:
Müslüman olmak, büluğa girmiş olmak, aklı yerinde olmak, erkek olmak, Kur’ân-ı Kerîm kırâati (okuyuşu) düzgün olmak, özür sahibi olmamak.
Müslüman olmak: Bu altı şarttan birincisi olan İslâm, umumî şarttır. Hazret-i Ebûbekir’in (r.a.) halifeliğini veya sahâbe olduğunu inkâr etmek, Hazret-i Ömer’e (r.a.) ve Hazret-i Osman’a (r.a.) (Allâhü Teâlâ muhafaza buyursun) kötü söz söylemek veya şefâati inkâr etmek gibi bozuk itikâdlara sahip bir kimse -bu itikâdlarından biri üzere devam ederken- Müslüman olduğunu iddia etse bile imam olması caiz olmaz.
Erkek olmak: Kadınların, erkeklere imameti caiz değildir.
Büluğa girmiş olmak: Bâliğ olmayan çocuğun kıldığı namaz, nafiledir. Böyle olunca farz olan bir namazı kılacak olan cemaat, sabîye uysa, onun namazı nafile olacağı için, bu hâl, kuvvetli olanı zayıf olan üzerine bina etmek olur. Bu ise caiz değildir.
Akıllı olmak: Aklı yerinde olmayan kimsenin imam olması sahih değildir.
Kırâati düzgün olmak: Namazda kırâat, namaz sahih olacak kadar âyet-i kerîmeyi (doğru bir şekilde) ezberden (tecvidiyle) okumak demektir. Hanefî fıkhına göre, Mushaf-ı Şerîf’ten bakarak okumak namazı bozar. Buna göre kırâati olan kimsenin, ümmî (Kur’ân’dan ezberi hiç olmayan) bir kimseye cemaat olarak uyması caiz değildir. Ümmî kimsenin de dilsiz bir kimseye uyması caiz değildir. Çünkü her ne kadar ümmî olan, kırâatı olmasa da tekbir alabileceği için imam olmakta dilsiz kimseye tercih edilir.
Özür sahibi olmamak: Abdesti bozup devam eden şeye özür denir. Zaman zaman kısa aralıklarla burun kanaması, herhangi bir yerinden kan çıkması gibi. Bu özür, bir kimsede bir namaz vakti boyunca devam edip sonraki vakitlerde de en az bir defa tekrar ederse o kimse sahib-i özür olur. Özür sahibinin hâlinde zarûret vardır. Bu zarûretinden ötürü, özürlü hâli ile namaz kılması caiz olur. Ancak, kendisine özür sahibi olanlardan başkası uyamaz.
Hicrî: 02 Cemaziyelevvel 1443 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder