قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْإِسْلَامِ دِينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الْآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ. (سورة آل عمران، ۸٥)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا ) : كيم إسلامدان باشقه بر دين آرارسه ، كندسندن ( بويله بر دين ) آصلا قبول أدلميه جك واوكمسه آخرتده خسرانه اوغرايانلردان اولاجقدر . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu(meâlen): “ Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o kimse âhirette hüsrâna uğrayanlardan olacaktır.”
(Âl-i İmrân Sûresi, âyet 85)
Hicrî: 20 Cemaziyelevvel 1443 Fazilet Takvim
İSLÂM’DA TEVHÎD AKÎDESİ
İslâmiyette, her şeyden önce, Allâh’ın varlığına ve birliğine iman etmek farzdır.
İslâm dininin bu tevhîd akîdesi, Allâh’ın birliğine, ondan başka ibadet edilecek hiçbir mâbud bulunmadığına inanmak demektir ki bu da, Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şerîflerde Lâ ilâhe illallâh (Allah’tan başka ilâh yoktur) Kelime-i Tevhîdi ile en özlü bir şekilde ifade buyurulmuştur.
Bütün peygamberler ve hususiyle; İdris aleyhisselâm, Nuh aleyhisselâm, Hûd aleyhisselâm, Sâlih aleyhisselâm, İbrahim aleyhisselâm, Şuayb aleyhisselâm, Mûsâ aleyhisselâm, İlyas aleyhisselâm, İsâ aleyhisselâm gönderildikleri kavimleri, putperestlikten kurtarmak ve Allâhü Teâlâ’ya iman ve ibadet ettirmek için olanca çabalarını harcamışlardır. Hattâ bu yolda can verenler bile olmuş, lâkin umulan mutlu neticeye ulaşılamamış, bu kavimlere iman nuru nasip olmamıştır.
Her yerinden küfür ve şirk fışkıran, dinî, ahlâkî, ictimaî bunalımlar ve bozukluklar içinde çalkalanan koskoca bir putperestlik dünyasıyla tek başına uğraşmak ve netice almak vazifesi, bizim Peygamberimiz âhir zaman peygamberi Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem’e verilmiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.); (merkezden, muhîta doğru açılan dalga dâireleri gibi) Mekke-i Mükerreme ve çevresinden başlayarak, insanları, Allâhü Teâlâ’nın doğru yoluna, önce hikmet ve güzel öğütlerle davet etmek, davetini kabul edenleri cennet nimetleri ile müjdelemekle vazifelendirilmiştir. Ayrıca davetini kabul etmeyenleri cehennem azâbıyla korkutup ikaz etmek, sonra da fitne ve fesad ortadan kalkıncaya, İslâm dini, bütün dinlere üstün gelinceye dek: “İnsanlara, Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Resûlullah (Allah’tan başka ilâh yoktur. Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem, Allâh’ın Resûlüdür)” dedirtinceye kadar mücadeleye devam etmek gibi çok ağır ve şerefli bir vazife ile emrolunmuştur.
Hicrî: 20 Cemaziyelevvel 1443 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder