ASHÂB-I KİRÂM’IN İSLÂM’A DAVET İÇİN GÖNDERİLİŞİ

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ تَعَالَى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:  فَوَاللهِ لَأَنْ يُهْدَى بِكَ رَجُلٌ وَاحِدٌ خَيْرٌ لَكَ مِنْ حُمْرِ النَّعَمِ. (خ)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  : ( يا على ) اللهه يمين اولسونكى ، تك بر كشنك سنك واسطانله مسلمان اولماسى ، سنك إيجن قزل دوه لر ( باحشدليب سنينده اونلرى فقيرلره تصدق أتمن ) دن دها خيرليدر  . "

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “ (Yâ Ali), Allâh’a yemin olsun ki, tek bir kişinin senin vâsıtanla Müslüman olması, senin için kızıl develer (bahşedilip senin de onları fakirlere tasadduk etmen)den daha hayırlıdır.”

(Sahîh-i Buhârî)

Hicrî:   23   Şevval     1442    Fazilet Takvim

 

ASHÂB-I KİRÂM’IN İSLÂM’A DAVET İÇİN GÖNDERİLİŞİ

 

Misver bin Mahreme radıyallâhü anh anlattı: Bir gün Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, Ashâbının yanına geldi ve onlara şöyle buyurdu:

“Allâhü Teâlâ, beni, bütün insanlara rahmet olarak gönderdi. Siz de gidin benim adıma, insanları İslâm’a davet edin ki Allâhü Teâlâ size rahmetiyle muâmele etsin. Havârîlerin İsâ aleyhisselâm’a karşı ihtilaf ettikleri gibi, ihtilâf etmeyin. Çünkü o, Havârîlerini, benim sizleri davet ettiğim şeye davet etmişti de gideceği yer yakın olanlar davete gitmeyi kabul etmiş ve teslimiyet göstermiş, gideceği yer uzak olanlar ise davete gitmeyi kabul etmemişlerdi. İsâ aleyhisselâm bu hâli Cenâb-ı Hakk’a arz etti. Bunun üzerine onlardan her biri, gönderilecekleri kavmin dili ile konuşabilir hâle geldiler. O zaman İsâ (a.s.) onlara şöyle buyurdu: ‘Bu, Allâhü Teâlâ’nın size yüklediği bir vazifedir. O hâlde bunu hemen yerine getirin!”

Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) Ashâbı, “Yâ Resûlallah, bizler, senin adına davette bulunacağız. Bizi dilediğin yere gönder.” dediler.

Onlar böyle teslimiyet gösterince Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, Ashâb’ından Abdullah bin Huzâfe’yi (İran şâhı) Kisrâ’ya gönderdi. Selît bin Amr’ı Yemâme hükümdarı Hevze bin Ali’ye gönderdi. Alâ bin Hadramî’yi, Hecer (Bahreyn) valisi Münzir bin Sâvâ’ya gönderdi. Amr bin Âs’ı, Celendâ’nın Umman melikleri olan iki oğlu Ceyfer ve Abbâd’a gönderdi. Şuca‘ bin Vehb el-Esedî’yi, Gassânîler’den Münzir bin Hâris bin Ebû Şemr’e gönderdi. Amr bin Ümeyye ed-Damrî’yi de Necâşî’ye gönderdi. (Radıyallâhü Teâlâ anhüm)

Bu muhterem zâtlardan Alâ bin Hadramî (r.a.) hariç hepsi Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’in vefatından önce Medîne-i Münevvere’ye geri döndüler. Ancak Alâ bin Hadramî (r.a.), Bahreyn’de iken Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem vefat etmişti.

Hicrî:   23   Şevval     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"