قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: حَيَاتِي خَيْرٌ لَكُمْ تُحَدِّثُونَ وَنُحَدِّثُ لَكُمْ وَوَفَاتِي خَيْرٌ لَكُمْ تُعْرَضُ عَلَيَّ أَعْمَالُكُمْ فَمَا رَأَيْتُ مِنْ خَيْرٍ حَمِدْتُ اللهَ عَلَيْهِ وَمَا رَأَيْتُ مِنْ شَرٍّ اِسْتَغْفَرْتُ اللهَ لَكُمْ. (بزار)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : حياتده اولمام سزين إيجن خيرليدر ، بنمله قونوشورسونوز ، بنده سزنله قونوشوروم . وفاتم ده سزين إيجن خيرليدر . عمللرينز بانه آرض اولونور . خيرلى كوردكلرمدن دولاي اللهه حمد أدرم . شرلى ( كوتو ) كوردكلرمدن دولاي ده سزين إيجن اللهه إستغفار أده رم . "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “ Hayatta olmam sizin için hayırlıdır, benimle konuşursunuz, ben de sizinle konuşurum. Vefatım da sizin için hayırlıdır. Amelleriniz bana arz olunur. Hayırlı gördüklerimden dolayı Allâh’a hamd ederim. Şerli (kötü) gördüklerimden dolayı da sizin için Allâh’a istiğfâr ederim.”
(Müsnedü’l-Bezzâr)
Hicrî: 18 Zilkâde 1442 Fazilet Takvim
TEVESSÜL
Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat âlimlerinin ictihadlarına muhalefet edip Peygamberler ve evliyaullâh ile tevessülün (onları vesile kılmanın), kabirlerini ziyaretin ve tevessül edilen zâtın ismini zikrederek “Yâ falan” demenin, şirk olduğunu söyleyenlere âlimlerimiz şöyle cevap vermişlerdir:
Bu iddialar, boş ve manâsızdır. Çünkü müminler, enbiyâ ve evliyâyı ilah edinmedikleri gibi Allâh’ın ortağı olmadıklarına ve bütün peygamberlerin ve velilerin, Allâhü Teâlâ’nın kulu olduğuna iman ederler. Katiyen ibadete lâyık olmadıklarına itikâd ederler, onlara tapmaz ve ibadet etmezler. Sadece Allâh’ın sevdiği kulları ve dostları olduğunu ve Cenâb-ı Hakk’ın bunların bereketiyle kullarına merhamet ve şefkat edeceğini ümit ederek tevessül ederler. Zararı ve faydayı, hayrı ve şerri yaratan yalnız Allâhü Teâlâ’dır. İbadet edilmeye layık ve müstehak olan ancak O’dur. Hiçbir peygamber veya veli, fayda ve zarara ait hiçbir şeyi halk ve icat edemez, yaratamaz, diye itikâd ederler.
Fakat müşriklerin itikâdı böyle değildir. Müşrikler, putların ibadet ve ulûhiyete lâyık olmadığını bildikleri hâlde onlara tam bir itikâd ve teslimiyet içinde taparlar. Onların küfre girmeleri, putları ibadete müstehak bilmeleri sebebiyledir. Onlar putlara ibadet etmeyi âdet edinmişlerdir.
İşte bu meselede, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’e muhalefet edenlerin dayandıkları âyetlerin tamamı, bu müşrikler ve kâfirler hakkında nâzil olmuştur. Ehl-i imanın hiçbir ferdine şâmil değildir. Nitekim bu hususta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Bir zümre çıkar ve kâfirler hakkında inen ayetleri, Müslümanlar üzerine hamlederler.”
Müminlerin tevessül etmesi veya kabirleri ziyaret etmeleri şirk olsaydı, gerek Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) gerekse evliya ve salihler bunu yapmazlardı. Hâlbuki Peygamberimiz (s.a.v.): “Yâ Rabbî! Senden isteyip de, verdiğin kimselerin hatırı için, senden istiyorum.” diye dua buyurmuştur ve bu duayı Ashâb-ı Kirâm’a da öğretip, bununla dua etmelerini emretmiştir. Şüphe yok ki işte bu, bir tevessüldür.
Hicrî: 18 Zilkâde 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder