عَنْ عَبْدِ اللهِ ابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا سَمِعْتُ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: يَوْمَ يَمُوتُ عُثْمَانُ تُصَلِّي عَلَيْهِ مَلَائِكَةُ السَّمَاءِ قُلْتُ لِعُثْمَانَ خَاصَّةً أَمْ لِلنَّاسِ عَامَّةً قَالَ بَلْ لِعُثْمَانَ خَاصَّةً. (طس)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : رسول الله ( ﷺ ) ين " عثمان ( بن عففان ) وفات أتديكى زمان كوكدن ملكلر اونه إستغفار أدرلر . " بيورديغونى إشتدم . ’ بو سادجه عثمانه مى محصوص يوقسه بتون إنسانلره مى ؟ ديه صوردم . ’ خير ، سادجه عثمانه بيوردولر . "
Abdullah bin Ömer (r. anhümâ)’dan rivâyet olundu: “ Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)’in “Osman (bin Affân) vefat ettiği zaman gökteki melekler ona istiğfar ederler.” buyurduğunu işittim. ‘Bu sadece Osman’a mı mahsus yoksa bütün insanlara mı?’ diye sordum. ‘Hayır, sadece Osman’a’ buyurdular.
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat)
Hicrî: 06 Zilkâde 1442 Fazilet Takvim
HAZRET-İ OSMAN’IN İSLÂMİYETİ KABULÜ
Hazret-i Osman (r.a.) şöyle anlattı: İslâmiyet’le müşerref olmadan evvel, bir gün annem, teyzem ve akrabalardan bir hayli kadın toplanmışlar, bir kimseyi medhediyorlardı. Teyzeme “Bu medhettiğiniz kimdir?” diye sorduğumda:
“Abdullâh’ın oğlu Muhammed’dir. O, Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir. Allâh’ın indirdiği emirlerle gelmiştir ve Allâh’a davet eder. Mübarek yüzü kandildir, getirdiği din kurtuluş sebebidir…” dedi. Bu sözler, kalbime tesir etti ve gizlice Hz. Ebûbekir’in (r.a.) yanına vardım. Hâlime bakıp, zihnimi meşgul eden bir şeyler olduğunu anladı ve “Ne düşünüyorsun?” dedi. Zira o, firâset ehli olan şerefli bir zât idi. Meseleyi kendisine anlattığımda:
“Ey Osman! Gerçek, gün gibi aşikâr iken, hakkı görmez ve işitmez misin? Teyzen sana hak söz söylemiş. Gel seninle Hz. Muhammed’in huzûr-ı şerîfine varalım da iman getir.” dediği anda Habîbullah (s.a.v.) Hazretleri, yanında Hz. Ali olduğu hâlde çıkageldiler. Hz. Ebûbekir (r.a.) ayağa kalktı ve yanına varıp bir şeyler söyledi. Sonra Sultân-ı Enbiyâ (s.a.v.) Hazretleri, “Ey Osman! Ben, Allâhü Teâlâ’nın sana ve bütün yaratılmışlara gönderdiği resûlüyüm. İman et!” buyurdu.
Resûlullah’tan bu sözleri işittiğim zaman, kalbim iman nuru ile doldu ve “Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh” diyerek Müslüman oldum.
Teyzem, Müslüman olduğumu duyunca o kadar sevinmiş ki, sevincinden “Benim hidayete çağıran sözlerimle, Allâhü Teâlâ, Osman’ı hidayete erdirdi ve onu irşâd ederek hakka yöneltti…” manasında medhiyeler okuyarak yanıma geldi.
Hz. Osman (r.a.)’ın şerefli lakabları “Zinnûreyn”dir. İki nur sahibi, demektir. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Hazretlerinin iki muhtereme kızı Hz. Rukiyye ve Hz. Ümmü Gülsüm (r. anhümâ) ile evlendiği için bu künyeyi almıştır. Hz. Osman, önce Hz. Rukiyye ile evlenmiş, onun vefatı üzerine de Hz. Ümmü Gülsüm ile evlenmiştir. Onun vefatı üzerine de Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Yâ Osman! Eğer üçüncü kızım da olaydı, onu da sana verirdim” buyurmuştur.
Hicrî: 06 Zilkâde 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder