قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ تَعَالَى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: تَقَرَّبُوا إِلَى اللهِ بِبُغْضِ أَهْلِ الْمَعَاصِي. (فيض)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : كناحكار كمسلره ( كناحلرى سببيله ) بغض أدرك ، الله تعالى يه ياقلاشماي طلب أدين . "
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “ Günahkâr kimselere (günahları sebebiyle) buğzederek, Allâhü Teâlâ’ya yaklaşmayı talep edin.”
(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)
Hicrî: 20 Şevval 1442 Fazilet Takvim
EBÛ LEHEB’İN KARISI ÜMMÜ CEMÎL’İN HELÂKI
Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin peygamberliğinin başlarında vahyin gelmesi, bir müddet kesilmişti, durmuştu. O sırada Ebû Leheb’in karısı Ümmü Cemîl binti Harb, bunu diline dolayarak alay etmişti. Bundan hemen sonra; “Duhâ hakkı için ve kâinâtın karanlığını bürüyen gece hakkı için, Habîbim! Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı…” meâlindeki âyetlerle başlayan Duhâ Sûresi nâzil oldu.
Bu habîs ruhlu kadın dağlara gider, sırtında dikenli otlar getirir, eziyet vermek kastıyla geceleri, Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem’in geçeceği güzergâha dökerdi. Resûlullah (s.a.v.) ise bu dikenlere, ipeğe basar gibi, basıp geçerdi. Bu kadın, yine bir gece sırtına dikenli otlar yüklenmiş olduğu hâlde bir taşın üzerinde dinlenirken, arkasından bir melek kendisini ittirmiş ve boynundaki ipe asılıp kalmak sûretiyle, yani kendi ipiyle can vermiştir. Kureyş eşrâfından bir kadının, omuzu ile hamallar gibi diken taşımaya katlanması, elbette küfrüne karşılık bir ilâhî cezadır. Bu, dünyevî bir cezadır. Bunun ikincisini ve daha şiddetlisini, âhirette boynuna ateşten bir zincirin sarılması sûretinde görecektir. Bu kadına, Tebbet Sûresi’nin 4. âyet-i kerîmesinde “hammâlete’l-hatab” yani odun hamalı denilmiş ve bu lakap, kendisi için tarih sayfalarında ebediyen aşağılık bir ünvan olmuştur.
Ebû Leheb’in karısı, odun hamalı olarak cehenneme girecek, sırtında Ebû Leheb’i götürecek veya onun ateşinin alevini artırmak için dünyada küfrüne, arzusuna hizmet ettiğinden dolayı cehennemde de azâbına bu şekilde iştirâk ile hizmet edecektir. Çünkü (meâlen): “…Artık o ateşten sakınınız ki, onun çırası, yakacağı birtakım insanlar ile taşlardır. O ateş ise kâfirler için hazırlanmıştır.” (Bakara Sûresi, âyet 24) buyurulduğu üzere cehennemin odunu, çırası kâfirler olduğundan, küfre hizmet, cehenneme odun taşımak manâsında olur. Bu sebeple, Ümmü Cemîl’in sırtındaki cehennem odununun, Ebû Leheb’in kendisi olması en uygun, en beliğ manâ olur.
Hicrî: 20 Şevval 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder