قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ تَعَالَى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: فِتْنَةُ الرَّجُلِ فِي أَهْلِهِ وَمَالِهِ وَوَلَدِهِ وَجَارِهِ تُكَفِّرُهَا الصَّلَاةُ وَالصَّوْمُ وَالصَّدَقَةُ وَالْأَمْرُ وَالنَّهْيُ. (خ)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : إنسانين آئله سى ، مالى ، أولادى وقومشوصى يوزندن دجار اولديغى فتنيه ( كوجك كناحلره ) ، قلديغى نماز ، طوطديغى اوروج ، ورديكى صدقه ، معروفى أمر أديب منكردن نهيتمسى كفارت اولور . "
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “ İnsanın ailesi, malı, evladı ve komşusu yüzünden dûçâr olduğu fitneye (küçük günahlara), kıldığı namaz, tuttuğu oruç, verdiği sadaka, marufu emredip münkerden nehyetmesi keffaret olur.”
(Sahîh-i Buhârî)
Hicrî: 03 Zilkâde 1442 Fazilet Takvim
BAZI AİLE VE EVLADIN DÜŞMANLIĞI
Mekkelilerden Müslüman olanlar, Medîne-i Münevvere’ye Peygamber Efendimize (s.a.v.) hicret etmek istemişler; hanımları ve evlatları da onları göndermek istememişlerdi. Bilâhare kalkıp hicret edip Resûlullâh’a geldiklerinde Medîne-i Münevvere’deki insanların, ileri derecede ilim ve irfan sahibi olduklarını görünce, hanımlarına ve evlatlarına, kendilerini geciktirmeleri sebebiyle, düşmanlık beslemeye başladılar. Bunun üzerine Allâhü Tealâ, “Ey iman edenler! Haberiniz olsun ki eşlerinizden ve evlatlarınızdan size düşman olanlar vardır. Onun için onlardan sakınınız. Bununla beraber affeder, kusurlarına bakmaz, örterseniz şüphe yok ki Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.” meâlindeki, Tegâbün Sûresi’nin 14. âyet-i kerîmesini indirdi.
Elmalılı Hamdi merhûm, bu âyet-i kerîmeyi şöyle tefsir etmiştir: Eş ve evlatlarınızdan bazısı, size bilerek veya bilmeyerek bir nevi düşmandır. Dünyada eşlerine düşmanlık eden, malına, ırzına, namusuna hıyânet eden, dininden eden, cehenneme sürükleyen niceleri vardır. Belki birçokları da bilmeyerek ve kötü bir maksat beslemeyerek ailesini sıkıntılara ve üzüntülere düşürür ve böylelikle bir takım hayır işlerine, ibadetlerine mâni olurlar. Bu düşmanlık koca, hanım veya evlat tarafından olabilir.
Binâenaleyh âyet-i kerîmenin meâlinin hulâsası şudur: “Ey iman edenler, aklınız ve imanınız, ailenize düşmanlık etmemeyi icap ettirir. Fakat onlar içinden sizlere düşman olan, başınıza sıkıntılar çıkarmak isteyen bazılarının da bulunabileceği muhakkaktır.
O hâlde onlara dikkat edip şerlerinden, başınıza açacakları sıkıntılardan sakınınız. Bundan dolayı eşi seçerken dış güzelliğini, malını değil her şeyden evvel dinini, edebini, iffetini, ahlâkını aramalıdır.
Eğer -başkasının hakkını alâkadâr etmeyen- dünya işlerindeki kusurlarını veya tevbe ettikleri dinî suçlarını affederseniz, yüzlerine vurmaz, müsâmaha gösterirseniz, şüphe yok ki Allah da sizin günahlarınızı rahmetiyle affeder.”
Hicrî: 03 Zilkâde 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder