قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: قَالَ اللهُ تَعَالَى: إِنَّ
أَحَبَّ عِبَادِي إِلَيَّ الَّذِينَ يَتَحَابُّونَ فِيَّ، وَالَّذِينَ يَعْمُرُونَ
مَسَاجِدِي، وَالَّذِينَ يَسْتَغْفِرُونَ بِالْأَسْحَارِ، فَأُولَئِكَ الَّذِينَ
إِذَا أَرَدْتُ بِخَلْقِي عَذَابًا ذَكَرْتُهُمْ فَصَرَفْتُ عَذَابِي عَنْ
خَلْقِي. (هب)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر ," قوللرمين
بانه أك سوكلى اولانلرى ، بنم رضام إيجن بربرينى سونلر ، مسجدلرمى إيمار أدنلر و
سهر واقتلرنده إستغفار أدنلردر . إشده اونلر اؤيله ذاتلردركى ، مخلوقاتمه عذاب
أتمي مراد أتديكم زمان بو قوللرمى آنارم ده عذابمى مخلوقاتمدان قالدريرم ."
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdular: “Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: Kullarımın bana en sevgili olanları, benim rızam için birbirini sevenler, mescitlerimi îmâr edenler ve seher vakitlerinde istiğfâr edenlerdir. İşte onlar öyle zâtlardır ki, mahlûkâtıma azâb etmeyi murad ettiğim zaman bu kullarımı anarım da azâbımı mahlûkâtımdan kaldırırım.”
(Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 06 Cemaziyelevvel 1440 Fazilet
Takvimi
MÜSLÜMANLARIN FESÂDA UĞRAMALARININ SEBEBİ
Evliyâullahtan Zünnûn-ı Mısrî (rahimehullah) dedi ki:
“İnsanlar altı şey sebebiyle fesâda uğradı:
1- Âhirete ait işlerinde gevşeklik göstermeleri. 2- Bedenlerinin nefsî arzulara rehin olması. 3- Tûl-i emelin (sonu gelmez dünya arzusunun) yakın olan ecellerine gâlip gelmesi. 4- Mahlûkâtın rızâsını Hazret-i Allâh’ın rızâsı üzerine tercih etmeleri. 5- Hevâlarına tâbi olup Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) sünnetlerini terk etmeleri. 6- Selef-i sâlihîni (Ashâb-ı Kirâm ve daha sonra gelen Mezhep imamlarını; Ehl-i Sünnet müctehid ve âlimlerini) örnek almayı bırakmaları. (er-Risâletü’l-Kuşeyriye)
“İnsanlar altı şey sebebiyle fesâda uğradı:
1- Âhirete ait işlerinde gevşeklik göstermeleri. 2- Bedenlerinin nefsî arzulara rehin olması. 3- Tûl-i emelin (sonu gelmez dünya arzusunun) yakın olan ecellerine gâlip gelmesi. 4- Mahlûkâtın rızâsını Hazret-i Allâh’ın rızâsı üzerine tercih etmeleri. 5- Hevâlarına tâbi olup Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) sünnetlerini terk etmeleri. 6- Selef-i sâlihîni (Ashâb-ı Kirâm ve daha sonra gelen Mezhep imamlarını; Ehl-i Sünnet müctehid ve âlimlerini) örnek almayı bırakmaları. (er-Risâletü’l-Kuşeyriye)
KİM DOKTOR, KİM HASTA?
Hicrî dördüncü asrın evliyâsından İmam Şiblî (rahimehullâh), bir defasında rahatsızlanmıştı. Vezir Ali bin Îsa, halîfeye bunu bildirdi. Halîfe, İmam Şiblî’nin tedâvisi için baştabîbini gönderdi. Tabîb Hıristiyan idi. Ne kadar uğraştıysa da İmam Şiblî’yi tedâvî edemedi, bilakis hastalığını artırdı. Sonunda:
“Çok müzmin bir hastalığa tutulmuşsun. Vallâhi, senin şifânın bedenimdeki bir et parçasında olduğunu bilsem; onu kesip sana verirdim. Ne yapsam seni tedâvi edemiyorum.” dedi.
İmam Şiblî (rahimehullâh): “Hayır, benim tedâvim bu kadar da zor değildir. Sadece üzerindeki Hıristiyanlık alâmetlerini kesip atman ve Müslüman olmandır. Bunu yaptığında hemen şifâ bulurum.” dedi. Bunun üzerine tabîb, kelime-i şehâdet getirip Müslüman oldu. İmam Şiblî (rahimehullâh) da iyileşti.
Halîfe bunu işitince ağladı ve: “Tabîbi hastaya gönderdim zannediyordum; anlıyorum ki hastayı tabîbe göndermişim.” dedi.
“Çok müzmin bir hastalığa tutulmuşsun. Vallâhi, senin şifânın bedenimdeki bir et parçasında olduğunu bilsem; onu kesip sana verirdim. Ne yapsam seni tedâvi edemiyorum.” dedi.
İmam Şiblî (rahimehullâh): “Hayır, benim tedâvim bu kadar da zor değildir. Sadece üzerindeki Hıristiyanlık alâmetlerini kesip atman ve Müslüman olmandır. Bunu yaptığında hemen şifâ bulurum.” dedi. Bunun üzerine tabîb, kelime-i şehâdet getirip Müslüman oldu. İmam Şiblî (rahimehullâh) da iyileşti.
Halîfe bunu işitince ağladı ve: “Tabîbi hastaya gönderdim zannediyordum; anlıyorum ki hastayı tabîbe göndermişim.” dedi.
(Ravzu’r-Reyâhîn, İmam Yâfiî)
Hicrî: 06 Cemaziyelevvel 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder