31 Ocak 2019 Perşembe

ALLÂH’IN RAHMETİNDEN ÜMİDİ KESMEYİN




قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَوْ أَخْطَأْتُمْ حَتَّى تَمْلَأَ خَطَايَاكُمْ مَا بَيْنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ ثُمَّ اسْتَغْفَرْتُمُ اللهَ عَزَّ وَجَلَّ لَغَفَرَ لَكُمْ. (حم)
رسول الله  أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  بويوردولر  ,"  محمدين نفسى قدرتنده اولان اللهه يمين أده رم كى ، سزلر كوناح إشلسنز و حتا كوناحلرينز كوك و ير آراسنى دولدورسه ، صكره ده الله تعالى يه إستغفارده بولنسه نز ألبتده سزى مغفرت بيورور ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhammed’in nefsi kudretinde olan Allâh’a yemin ederim ki, sizler günah işleseniz ve hatta günahlarınız gök ve yer arasını doldursa, sonra da Allâhü Teâlâ’ya istiğfârda bulunsanız elbette sizi mağfiret buyurur.”
(Müsned-i Ahmed)
Hicrî:   23  Cemaziyelevvel   1440  Fazilet Takvimi 

ALLÂH’IN RAHMETİNDEN ÜMİDİ KESMEYİN


Allâhü Teâlâ, Zümer Sûresi’nin 53. âyet-i kerîmesinde (meâlen) “Ey nefisleri üzerinde israfta bulunmuş; haddini aşmış kullarım! Allâh’ın rahmetinden ümidsizliğe düşmeyiniz. Şüphe yok ki, Allah günahların hepsini mağfiret eder...” buyurmaktadır.
Bu mübârek âyetler, Allâhü Teâlâ’nın ehl-i îmân hakkındaki rahmetinin genişliğini, mağfiretinin büyüklüğünü bildiriyor. İnsanları daha fırsat elde iken hakka dönerek hayatlarını tanzime ve Allâhü Teâlâ’ya teslimiyete teşvik buyuruyor. Azâbı hak edenlere ise daha sonra yapacakları pişmanlıkların, temennilerin bir fayda veremeyeceğini hatırlatıyor. Bu âyet-i kerîmenin Kur’ân-ı Kerîm’deki en ümid veren âyet olduğu söylenir. Bununla beraber dikkat etmek lâzım gelir ki bu ümidin günâha teşvik için değil en günahkâr kimseleri bile bir an evvel günahları terk edip tevbeye teşvik için olduğu devamındaki 54 ve 55. âyet-i kerîmelerden açıkça anlaşılmaktadır.
Bu âyet-i kerîmenin nüzul sebebini, İbn-i Abbas Hazretleri şöyle anlatmıştır: “Mekke-i Mükerreme’deki müşrikler demişler ki: “Muhammed Aleyhisselam diyor ki: ‘Putlara tapanlar ve Allah ile beraber başka ilahların da bulunduğunu iddia edenler ve Allâh’ın, öldürülmesini haram kıldığı bir insanı öldürenler için mağfiret olmadığını söylüyor. Artık biz nasıl Müslüman olabiliriz ki?” Bunun üzerine bu âyet-i kerîme nâzil olmuş, Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinden ümidi keserek şirk içinde yaşamaya devam etmenin doğru olmayacağını bildirmiştir. Binaenaleyh kendi kusurunu bilip de tevbe ve istiğfar eden bir kulunu, Allâhü Teâlâ dilerse affeder; daha önceki küfür ve mâsiyetinden dolayı azâb etmez. Velev ki, vaktiyle olan günahları denizin köpüğü kadar çok olsun.
“Onun için ümidi kesmeyin de başınıza azâb gelmeden evvel, tevbe ile Rabbinize dönün ve ona hâlis Müslümanlık yapın, sonra kurtulamazsınız.” meâlindeki Zümer Sûresi’nin 54. âyet-i kerîmesinde “Azâb size gelmezden evvel” buyurulması da îmân-ı ye’sin (son nefeste îmânın) fayda vermeyeceğini bildirir.
Hicrî:   23  Cemaziyelevvel   1440  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder