4 Ocak 2019 Cuma

RÂBİATÜ’L-ADEVİYYE HAZRETLERİ



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَكْرِمُوا بُيُوتَكُمْ بِبَعْضِ صَلَاتِكُمْ. (ك)
رسول الله  أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  بويوردولر  ,"  نمازلريك بر قسمنى ( نافله لرى ) أولرينزده قلارق أولرينزه إكرام ده بولونونوز ( نورلانديرينز ) ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Namazların bir kısmını (nâfileleri) evlerinizde kılarak evlerinize ikramda bulununuz (nurlandırınız).” 
(Hâkim, el-Müstedrek)
Hicrî:   28  Rabiulahir   1440  Fazilet Takvimi 

RÂBİATÜ’L-ADEVİYYE HAZRETLERİ

 
Hanım evliyadan olan Râbiatü’l-Adeviyye Hazretleri, sâliha ve zâhide bir hanımdı. Basra’da doğmuştur. Babasının adı İsmâil olup son derece fakir bir zât idi. Üç kızından sonra bir kızı daha doğunca ona da “dördüncü” manasına gelen ‘Râbia’ ismini vermiştir. Râbiatü’l-Adeviyye Hazretleri h. 135 (M. 752) senesinde Basra’da, bir rivâyete göre de Kudüs civarında vefât etti. Cebel-i Tûr denilen dağa defnedilmiştir.

Râbiatü’l-Adeviyye Hazretlerinin hanım bir hizmetçisi vardı. O şöyle anlattı:

“Râbiatü’l-Adeviyye, gecenin tamamını namaz kılarak ihyâ ederdi. İmsâk vakti girip ortalık aydınlanıncaya (yani sabah namazının fazîletli vakti girinceye) kadar namaz kıldığı yerde hafifçe uyurdu. Sonra hemen korku içinde uyanır ve: ‘Ey nefis! Daha ne kadar uyuyacaksın? Gaflet uykusundan ne zaman kalkacaksın? Şu uykunun, sûr-i İsrâfîl ile uyanacağın ölüm uykusu olabileceğini hiç düşünmez misin?’ derdi. Vefâtına kadar her gece âdeti bu idi. Vefâtı sırasında beni yanına çağırdı ve dedi ki: ‘Ölümümden dolayı kimseye rahatsızlık verme, beni şu üzerimdeki cübbeyle kefenle.’

Üzerine giydiği cübbesi kıldan dokunmuş olup, geceleri insanlar uykuya daldığında kalkıp onun içinde Rabbine ibâdet ederdi. Vefât ettiğinde kendisini, o cübbe ve başörtüsü ile kefenledik ve defnettik.
Daha sonra kendisini rüyamda gördüm. Üzerinde parlak ipekten yeşil bir cennet elbisesi ve yeşil atlastan bir başörtüsü vardı. Onlardan daha güzel bir elbise görmedim.” Hikmetli sözlerinden: 
“Bizim istiğfârımız da çok istiğfâra muhtaçtır.”

“Üzüntülü ve dertli birini görünce şöyle dedi: Şayet bu üzüntün âhiret işlerinden dolayı ise Allâhü Teâlâ üzüntünü artırsın; yok dünya işlerinden dolayı ise Allâhü Teâlâ üzüntünü gidersin.”
Hicrî:   28  Rabiulahir   1440  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder