قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إِنَّ اللهَ تَعَالَى أَمَرَنِي بِمُدَارَاةِ النَّاسِ كَمَا أَمَرَنِي بِإِقَامَةِ الْفَرَائِضِ. (فيض)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : محقق الله تعالى بانه ، فرضلرى أدى أتممى أمرأتديكى كبى إنسانلرى ( رفق و قولايلق كوستره رك ) إداره أتمه مى ده أمرأتدى . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak Allâhü Teâlâ bana, farzları edâ etmemi emrettiği gibi insanları (rıfk ve kolaylık göstererek) idare etmemi de emretti.”
(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)
Hicrî: 09 Rebîulâhir 1445 Fazilet Takvim
TİMUR HAN’IN DÜSTURLARI -2
8- Hâlim, hiçbir zaman, sözüme muhâlif olmadı ve aslâ hiddetle hareket etmedim. Allâhü Teâlâ, bana, yapacağım kötü muâmeleye göre gazap ile muâmele eder korkusuyla kimseye hiddet ve öfke ile davranmadım.
9- Seyyidlere, âlimlere, fakîhlere en mümtâz muameleyi gösterdim. İyi ve cesur adamlar, benim dostlarım idi. Zira Allâhü Teâlâ da böylelerini sever. Âlimler ile istişâre ettim. Derviş ve fakirleri himâye ettim, bunlara zerre kadar fenalık etmemeye çalıştım ve hiçbir isteklerini reddetmedim. Onların hayır duaları, bana zaferler temin etti. Başkalarının arkasından konuşanları, sarayımdan uzaklaştırdım. Bunların sözlerine ve iftiralarına hiç ehemmiyet vermedim.
10- Beytülmâl tahsilinde ölçüsüz davranılmasına, onun kötüye kullanılmasına, rüşvete ve halkın sıkıştırılmasına izin vermedim. Bunların kıtlığa ve her türlü musibete sebep olan, cemiyeti silip süpürecek fenalıklar olduğunu bilirdim.
11- Halkın her hâline vâkıf idim. Büyüklere kardeşim, küçüklere evladım gibi muâmele ettim. Bana yeni tâbi olan halkların ve bunların önde gelenlerinin muhabbetlerini kazandım. Onların idarelerini, içlerinden itimatlarını kazanmış kimselere bıraktım.
12- Bir kabile veya bir Arap ve Acem göçebesi, bayrağım altına girmeyi isteyince, beylerini şerefle, diğer adamlarını mevkilerine göre itibar ile kabul ettim. Benimle dost olan herkes, bu dostluktan aslâ pişmanlık duymadı. Her dostluğu, iyilik ile karşıladım. Bana kim hizmet ve yardımda bulunmuş ise mükâfatsız kalmadı. Düşmanım olan adam, daha sonra haksızlığını anlayarak benden himâye ve lütuf dilemiş ise onu dostluk ile karşıladım.
13- Benim ile dost olan herkes iyiliğimden nasibdâr oldu. İkbâl ve saadetimin parlaklığı ve yüksekliği, hiç kimseyi unutmaya sebep olmadı. Tarafımdan herkes, her zaman müstehak olduğu mükâfat ve hürmete mazhar oldu. Merhamet ve şefkati elden bırakmadım.
Hicrî: 09 Rebîulâhir 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder