قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إِنَّ مِنْ أَحَبِّكُمْ إِلَيَّ وَأَقْرَبِكُمْ مِنِّي مَجْلِسًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَحَاسِنَكُمْ أَخْلَاقًا. (ت)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بانه ، سزيك أك سوملى و قيامت كونى ده بانه أك يقين موكيده بولوناجق الاننز ، آخلاقجه أك كوزل اولانلارينزدر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Bana, sizin en sevimli ve kıyamet günü de bana en yakın mevkide bulunacak olanınız, ahlâkça en güzel olanlarınızdır.”
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 04 Rebîulâhir 1445 Fazilet Takvim
AHLÂKINIZI GÜZELLEŞTİRİNİZ
İmam Gazâlî (rah.) buyurmuştur ki: Bazıları, insanın huyunun, ahlâkının değişmeyeceğini iddia etmişlerdir. Fakat bu, doğru değildir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Ahlâkınızı güzelleştiriniz.” buyurmuşlardır. Eğer huy değişmeyecek olsaydı, ahlâkı güzelleştirmeye dâir olan hadîs-i şerîflerin, vaazların, teşvik ve tehditlerin ne faydası olurdu? İnsanın, aklıyla hareket ettiğinde huyunu güzelleştirebileceği nasıl inkâr olunabilir? Hâlbuki aklı-fikri olmayan hayvanlar bile vahşî iken ehlîleştiriliyor, terbiye edilerek yerli yerince hareket etmesi öğretilebiliyor. Bu, huyun değişebileceğine açık bir misaldir.
İmâm Şâfiî rahimehullâh Hazretleri demiştir ki: “Hazret-i Allâh’ın yarattıkları iki kısımdır: Birisinde, yaratılışı itibariyle bizim müdâhale imkânımız yoktur. Gökler, yıldızlar gibi. Bedenimizin aslî âzâları da böyledir. Diğeri ise o âzâlar için yaratılmış ve bir kuvvet ve kabiliyet olarak ona verilmiş şeylerdir ki bunlar terbiye şartları bulunduğunda sonradan, kemâlâtı, olgunluğu kabul ederler.
Huylar, onların icaplarıyla amel edildikçe, o hisle yapılan amelin güzel olduğuna inanıldıkça kuvvetlenirler. Meselâ cömertliğin, nefsinde bir huy olarak yerleşmesini isteyen kimse, malından sıkça sadaka verdiğinde artık bunu huy edinir. Bu, güzel yazı yazmak isteyen bir kimsenin hâli gibidir ki; başta güzel yazı yazmak ona güç gelir, ama devamlı çalıştıkça, artık bu bir meleke hâline gelir, kolaylıkla güzel yazmaya başlar.”
Hadîs-i şerifte, “Hayır, devamlı yapılmaya lâyık bir alışkanlıktır.” buyurulmuştur. Yani kişi, imanın icabını yaptıkça, devamlı takvâya sarıldıkça hayır ve iyilik onun sadrında, kalbinde iyice kökleşir, onun için bir âdet, meleke, tabiî bir hâl ve huy hâline gelir. Bunun için kötü alışkanlığı olan bir kimse, evvelâ içinde kökleşmiş olan fesâdı işleme alışkanlığından kurtulmalıdır. İkinci olarak da nefsini, o mübtelâ olduğu huyun zıddı ile terbiye etmelidir. Cimrilik hastalığını, cömertlikle tedavi etmek gibi.
Ahlâkı güzelleştirmenin en kolay yolu ise güzel huyları kazanmakta ve kötü huyları temizlemekte rehber olacak bir zâta, mürşid-i kâmile tabi olmaktır.
Hicrî: 04 Rebîulâhir 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder