16 Ekim 2023 Pazartesi

URVE-İ VÜSKÂYA (SAĞLAM KULPA) SARILMAK


 

قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : وَمَنْ يُسْلِمْ وَجْهَهُٓ اِلَى اللّٰهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰى وَاِلَى اللّٰهِ عَاقِبَةُ الْاُمُورِ. (سورة لقمان، ۲۲)

الله تعالى شويله بيوردى - مئآلا :  و هر كيم محسن ( عمللرينى إخلاصلى و أك كوزل شكلده يابار ) اولديغى حالده يوزونى اللهه تسليم أدرسه ( يونلترسه ) محقق كى او ، أك صاغلام قلبه صارلمشدر . بتون إشلريك عاقبتى آنجق اللهه دونه جكدر . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen:  ... “Ve her kim muhsin (amellerini ihlâslı ve en güzel şekilde yapar) olduğu hâlde yüzünü Allâh’a teslim ederse (yöneltirse) muhakkak ki o, en sağlam kulpa sarılmıştır. Bütün işlerin âkıbeti ancak Allâh’a dönecektir.”

(Lokmân Sûresi, âyet 22)

Hicrî:  01  Rebîulâhir   1445  Fazilet Takvim

 

 

URVE-İ VÜSKÂYA (SAĞLAM KULPA) SARILMAK

 

Bakara Sûresi’nin 256. âyet-i kerîmesinde, “…Artık her kim tâğûtu inkâr eder, Allâhü Teâlâ’ya imanda bulunursa urve-i vüskâya (en sağlam bir kulpa) yapışmıştır. Öyle ki onun için kopmak yok. Allah işitir, bilir.” buyurulmaktadır.

Tâğût; azgınlık, taşkınlık yapan bozguncu kimsedir. Şeytan, bir tâğût olduğu gibi, Cenâb-ı Hakk’ı inkâr eden, insanları dinden, ahlâktan mahrum bırakmaya çalışan her şahıs da bir tâğûttur. Hevâ ve hevesine uyan ve Allah yolundan meneden kimseler de birer tâğûttur. İşte bunlardan kaçınmak, tâgûtu inkâr edip Hakk’a yönelmektir.

Allâhü Teâlâ’nın kopmaz kırılmaz sağlam kulpuna iki eliyle seve seve yapışmalıdır. Bu kulp, ne kopar, ne kırılır. Ancak bırakılırsa fena düşülür. Kırılıp dökülecek, nihayet kendine tutunanı düşürüp bırakıp gidecek olan tâğûtlar, firavunlar, nemrudlar, sihirbazlar, kâhinler, şeytanlar gibi azgın, sahte mabudların çürük kulplarına yapışmamalıdır.

Hak Teâlâ’ya iman etmeli, bu da yalnız sözde veya yalnız kalpte kalmamalı, dil ve kalp bir olmalıdır. Çünkü Hazret-i Allah, hem sözleri işitir, hem niyetleri bilir. Ağzıyla başka şey deyip içinde küfür saklayan münafıkların ve bilakis içinden hakkı bilip ağzından küfür savuran kâfirlerin yaptıklarından, Allah gafil değildir. İnançlarında samimî olanlar ile olmayanlar, Hak Teâlâ’ya tamamıyla malûmdur.

İşte böyle zahir ve batını (içi ve dışı) ile iman edenlerin muhakkak urve-i vüskâya (sağlam kulpa) yapışmış olacakları, buna tutunanların Allâhü Teâlâ’nın Kürsî’sine, Cennet’in en yüksek tabakalarına doğru çekilip götürülecekleri ve en sağlam kulpu bırakıverenlerin de dehşetli bir surette düşecekleri anlaşılmaktadır.

Şimdi “Acaba hiç tutunmasak, hiçbir kulpa yapışmasak ne lâzım gelir?” diyebilecekleri, irşâd için Bakara Sûresi’nin 257. âyet-i kerîmesinde buyuruluyor ki –meâlen-: “Allah, iman edenlerin velisidir. Onları zulmetlerden, karanlıklardan nura çıkarır. Kâfirlerin velileri tâğûttur; onları, nurdan karanlıklara çıkarır. İşte onlar, Cehennem ehlidirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır.”

Hicrî:   01  Rebîulâhir   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder