قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : مَنْ لَا يَسْـَٔلُكُمْ اَجْرًا وَهُمْ مُهْتَدُونَ. (سورة يس، ۲١)
الله تعالى شويله بيوردى - مئآلا : او زاته تابى اولونوزكى ، سزدن بر أجرت إستميور ( صرف الله رضاسى إيجن سزى إرشاده جالشيور ) . اونلار ، ( أؤيله حق رضاسى إيجن جالشان زاتلر ) دوغرى يوله أرمش كمسلردر . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen: ... “O zâta tâbi olunuz ki, sizden bir ücret istemiyor (sırf Allah rızası için sizi irşada çalışıyor). Onlar, (öyle hak rızâsı için çalışan zâtlar) doğru yola ermiş kimselerdir.”
(Yâsîn Sûresi, âyet 21)
Hicrî: 26 Rebîulevvel 1445 Fazilet Takvim
İLİM VE HİKMET EHLİNE İHTİYAÇ
İnsanların, bir kısmı maddî, diğer bir kısmı da manevî ve rûhî olmak üzere birçok ihtiyaçları vardır.
İnsanlar, maddî ihtiyaçlarını karşılamak için birçok meşakkat ve zahmete tahammül ederek, meşrû yollara mürâcaat etmeye çalışırlar. Bunun gibi, manevî ve rûhî ihtiyaçlarını karşılamak için de ulvî vesileleri elde etmek mecburiyetini hissetmelidirler.
İnsanlar, maruz bulundukları manevî ihtiyaçların en büyüğü olan fikrî ve ahlâkî cihetten kemâle erebilmek için ilim ve hikmet ehli zâtlara muhtaçtırlar. Her fert, dinini öğrenmeye, ahlâkını güzelleştirmeye, rûhî terbiyeye muvaffak olabilmek için âlimlerin, fazilet ehli kimselerin hikmetli sohbetlerinden nasibdâr olmaya muhtaçtır. Dünyadaki her hastalığın mutlaka bir doktoru ve çaresi vardır. Ahlâkî ve ictimâî hastalıkların doktoru da -zulmet ve dalâlet etrafında dolaşan gâfilleri uyandırmak lütfunda bulunan- hikmet ehli zâtlardır. Manevî hastalıkların şifâsı husûsunda hikmet ehli bir kimsenin sözlerindeki tesir, hiçbir şeyde mevcut değildir.
Latîf bulutlardan serpilen yağmur damlalarıyla, tabiat yeşermeye; bahar güneşiyle, yeryüzü tazelenmeye; ağaçlar, çeşitli çiçekler açarak cevherlerindeki türlü meyveleri ortaya çıkarmaya başladıkları gibi âlim ve hikmet ehli bir zâtın, ruhları okşayan o hikmet dolu sözleriyle de, dinleyenlerin ruhları, manevî bir neşe içerisinde ferahlamaya başlar, kalpleri nurlanır. Bu hikmet dolu sözleri dinleyen kimseler kemâle ererler ve o kimselerde kötü ve rezil ahlâklardan eser kalmaz. Binâenaleyh kişi, ruhî, manevî hastalıkların birer tabibi olan ümmetin faziletli ve ârif kimselerine müracaat etmelidir, onları kendisine örnek bilmelidir. Onların öğütlerini, tavsiyelerini tutmalıdır. İnsan bu sayede rûhen şifa bulur, manen, ahlâken yükselir.
Velhâsıl: İnsan, sâlih zâtlara bakmalı, onlar gibi ibadet ve tâatte bulunmalıdır, onlar gibi uyanık bir hâlde yaşamalıdır. İbadet ve tâat, bunlar ile ülfet etmeyenlere zor gelir. Nitekim hasta olanlara ilaç da acı gelir. Fakat sıhhatleri bu sayede temin edileceği için ilacı içerler. Bunun gibi başlangıçta ibadet ve itaat zor gelse de sebat ederek devam etmelidir.
Hicrî: 26 Rebîulevvel 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder