22 Ekim 2023 Pazar

TEBÜK GAZVESİ


قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : لِكُلِّ شَيْءٍ صِقَالَةٌ وَصِقَالَةُ الْقُلُوبِ ذِكْرُ اللهِ. (فيض)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  هر شيئك بر جلاسى واردر . قلبلريك حلاسى ده اللهى ذكرأتمكدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Her şeyin bir cilası vardır. Kalplerin cilası da Allâh’ı zikretmektir.”

(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)

Hicrî:  07  Rebîulâhir    1445  Fazilet Takvim

 

 

TEBÜK GAZVESİ

 

Tebük, Ürdün sınırına yakın, Medîne-i Münevvere’ye takriben 700 km mesafede bulunan bir şehirdir. Hicret’in dokuzuncu senesinde (M. 630), Romalıların, Şam’da İslâm aleyhine büyük bir ordu hazırlamış oldukları haberi üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, otuz bin kişilik bir ordu ile Medîne-i Münevvere’den hareket etti, Tebük’e vardı. Yirmi gün kadar orada kaldı, fakat düşmandan hiçbir hareket görülmedi. Artık Şam’a kadar gitmeyip Medîne-i Münevvere’ye döndüler.

Tebük Seferi esnasında Medîne’de kıtlık vardı, İslâm ordusu güçlükle teçhiz edildi. Bu cihetle bu orduya Ceyşü’l-Usre (Zorluk Ordusu) denilmiştir. Bu orduya İslâm zenginleri, hattâ fakirleri bile yardıma koşmuşlardı. Birçok İslâm hanımı küpelerini, bileziklerini, mücevherlerini teberru etmişlerdi.

Hazret-i Ebûbekr-i Sıddîk (r.a.) bütün servetini getirip Resûl-i Ekrem’e (s.a.v.) teslim etti. Hazret-i Ömer (r.a.) malının yarısını hibe etti. Hazret-i Osman (r.a.) Şam’a göndermek üzere hazırlamış olduğu büyük bir ticaret kafilesini tamamen bağışladı. İşte bunlar, bizler için hak yolunda birer fedakârlık numunesidir.

Tebük Seferi esnasında bazı kabileler ile münafıklardan birçokları, birer bahane ile geri kalmışlardı. Münafıklar, “Böyle sıcak bir mevsimde yola çıkılır mı?” diyorlardı. Onları red için “...Cehennem’in ateşi daha sıcaktır...” meâlindeki Tevbe Sûresi’nin 81. âyet-i celîlesi nazil oldu.

Tebük Seferi’nden harp edilmeksizin dönülmüştü. Fakat bu seferin birçok faydası görülmüştür. Müslümanların, koca Roma İmparatorluğu’na böyle meydan okuması, herkese dehşet verdi. Birçok belde hâkimleri, Müslümanlara cizye nâmıyla vergi vermeyi kabul ettiler. Yemen’den, Necid’den vesair taraflardan birçok kabile Müslüman olmak üzere, Medîne-i Münevvere’ye elçiler gönderdiler. Artık Arabistan Yarımadası’nda İslâm’a karşı durabilecek maddi bir kuvvet kalmamıştı.

Hicrî:   07  Rebîulâhir   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder