10 Ekim 2023 Salı

HAZRET-İ HASAN VE HAZRET-İ HÜSEYİN (R. ANHÜMÂ)


 

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : هٰذَانِ ابْنَايَ وَابْنَا ابْنَتِي اَللّٰهُمَّ إِنِّي أُحِبُّهُمَا فَأَحِبَّهُمَا وَأَحِبَّ مَنْ يُحِبُّهُمَا. (ت)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  شو إيكيسى ( حسن و حسين ) بنم أولاتلرمدر ، قزمين اوغوللريدرلر . أى اللهم ! محقق بن ، بو إيكيسنى سويورم ، سنده اونلارى سو و اونلارى سونى ده سو ! . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Şu ikisi (Hasan ve Hüseyin) benim evlatlarımdır, kızımın oğullarıdırlar. Ey Allahım! Muhakkak ben, bu ikisini seviyorum, sen de onları sev ve onları seveni de sev!”

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:  25  Rebîulevvel    1445  Fazilet Takvim

 

 

HAZRET-İ HASAN VE HAZRET-İ HÜSEYİN (R. ANHÜMÂ)

 

Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle anlatmıştır: “Resûlullah (s.a.v.) ile beraber yatsı namazını kılıyorduk. Secdeye vardığında güzide torunları Hasan ile Hüseyin (r. anhümâ) onun mübarek sırtına atladılar. Peygamberimiz başını secdeden kaldırdığında onları yavaşca tutup yere indirdiler. Tekrar secdeye vardığında onlar yine sırtına atladılar. Nihayet namazı tamamlayınca onları dizlerinin üzerine oturttu. Ben kalkıp, “Yâ Resûlallah, bunları annelerine götüreyim mi?” diye sordum. Bu esnada (mucize olarak) bir şimşek çaktı. Resûlullah da onlara, “Haydi, annenize gidin.” buyurdu ve ikisi annelerinin yanına varıncaya kadar şimşeğin aydınlığı devam etti.”

Tâbiîn’den Zir bin Hubeyş (rah.) şöyle anlatmıştır:

Huzeyfe’nin (r.a.) annesi, oğlu Huzeyfe’yi kendilerine mağfiret dilemesi için Resûlullah’a (s.a.v.) gönderdi. Huzeyfe (r.a.) bu husûsla alâkalı olarak şöyle dedi: Ben, Resûlullah’ın (s.a.v.) yanına gittim, beraber akşam namazını kıldık. Sonra yatsı vaktinde de namazı beraber kıldık. Resûlullah (s.a.v.), namazdan sonra mescitten ayrıldı. Ben de arkalarından çıktım ve kendilerini takip ettim. Sesimi işitince arkalarına dönüp bakmadan: “Kim o, yoksa Huzeyfe mi?” diye suâl ettiler. Ben de “Evet” diye cevap verince şöyle buyurdular: “Ne ihtiyacın var, Allâhü Teâlâ, seni ve anneni bağışlasın. İşte şurada bir melek var, daha önce yeryüzüne inmiş değildi. Bana selam vermek ve Fâtıma’nın, Cennet ehlinin hanımlarının efendisi olduğunu, Hasan ile Hüseyin’in de Cennet gençlerinin efendileri olduklarını müjdelemek için Rabbinden izin istemiş.”

Hz. Ali (r.a.) şöyle buyurdu: “Resûlullah (s.a.v.), bir gün evimizi teşrif etmişti. Hasan veya Hüseyin, içecek bir şeyler istedi. Resûlullah (s.a.v.) de kalkıp sütü çok az olan bir koyunumuzu sağdı. Kabı sütle doldurduğu esnada (isteyene vermeden) diğeri geldi. Lâkin Resûlullah (s.a.v.), ona değil de isteyene verdi. Fâtıma (r. anhâ) da “Yâ Resûlallah! Öyle sanıyorum ki, bunu diğerinden daha çok seviyorsunuz?” diye sorunca Resûlullah (s.a.v.): “Hayır, ama bu, içeceği ondan önce istemişti.” diye cevap buyurdular.

Hicrî:   25  Rebîulevvel   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder