قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : اِنَّ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ لَنْ يَخْلُقُوا ذُبَابًا وَلَوِ اجْتَمَعُوا لَهُ... (سورة الحج، ٧۳)
الله تعالى شويله بيوردى - مئآلا : شبهه يوق كه ، الله ، دان باشقه كنديلرينه عبادت أتدكلرينز ، بر سنك بله ياراتامازلر . ولوكى هبسى بونون إيجن طوبلانمش اولسونلر . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen: ...Şüphe yok ki, Allah’tan başka kendilerine ibadet ettikleriniz, bir sinek bile yaratamazlar. Velev ki hepsi bunun için toplanmış olsunlar...”
(Hac Sûresi, âyet 73)
Hicrî: 03 Safer 1445 Fazilet Takvim
HAYVANLARIN ACÂİB HÂLLERİ
Allâhü Teâlâ’nın, hayvanlara ilham buyurduğu bazı ibretlik hâl ve hareketler vardır. Bazıları şunlardır:
Turna kuşları, kendilerine hava olarak uygun olan yeri bulmak için dünyanın bir tarafından diğer tarafına göç ederler. Göç esnasında çok yüksekten uçtukları için bulut veya sis sebebiyle birbirlerini kaybederlerse kanatları ile hafif bir ses çıkararak birbirlerini bulurlar. Bir dağ başında geceledikleri zaman, başlarını kanatlarının arasına alarak uyurlar. Sadece nöbetçi olan kuş, sesleri daha iyi duyabilmek için başını kanatları arasına almadan uyur.
Atlar, daha önce karşılaştıkları atların seslerini aslâ unutmazlar.
Ayılar, yerden taş, sopa alıp insanlara atabilirler. Ağaçlara çok kolay bir şekilde çıkabilirler. Cevizi, elinde sıkarak veya iki cevizi birbirine vurarak kırar ve içini çıkarıp yerler.
Timsahlar, cılıbıt denilen kuşların, ağızlarına girip, dişlerinin arasında kalan yemek artıklarını temizlemeleri için bir müddet ağızlarını açık tutarlar. Bu kuşların başlarında dikene benzer bir çıkıntı vardır. Şâyet timsah, bu esnada ağzını kapatacak olursa bu çıkıntıdan acı çekeceği için tekrar ağzını açmak zorunda kalır.
Gelincikler, zehirli bir yılan ile dövüşürken, ısırılırsa, hemen su teresi (roka) bulup yerler ve ısırığın tesirinden kurtulurlar. Ayrıca sedef otu yerler ki, yılanlar, sedef otunun kokusundan nefret ederek kaçarlar.
Köpekler, karınları ağrıdığı zaman buğday başağı, yaralandıkları zaman da dağ kekiği yiyerek kendilerini tedavi ederler.
Kirpiler, rüzgârın kuzeyden mi güneyden mi eseceğini, daha rüzgâr esmeden önce bilirler ve ona göre yuvalarının girişini değiştirirler.
Kırlangıçlar, yuvalarını çamurdan ve çalı parçalarından yaparlar. Hazırda çamur bulamazlarsa toprağı, su ile ıslatırlar ve içine batarak kanatlarıyla çamur hâline getirirler.
Karıncalar, yuvalarına gidip gelirken tek bir hat üzerinde yürürler ve birbirlerini korurlar.
Hicrî: 03 Safer 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder