30 Ağustos 2023 Çarşamba

Ashâb-ı Bedir: SEHL BİN HUNEYF (R. A.)


 

عَنْ سَهْلِ بْنِ حُنَيْفٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ قَالَ السَّلَامُ عَلَيْكُمْ كُتِبَ لَهُ عَشْرُ حَسَنَاتٍ وَمَنْ قَالَ السَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ كُتِبَ لَهُ عِشْرُونَ حَسَنَةً وَمَنْ قَالَ السَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ كُتِبَ لَهُ ثَلَاثُونَ حَسَنَةً. (طب)

سهل بن حنيف رضى الله عنه ده دكى رَسُولُ اللهِ ﷺ بيوردولر :  ( سلام وريركن ) ألسَّلام عليكم ، دين كمسيه اون حسنه يازيلر . ’ السَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ الله ‘ ديه نه يرمى حسنه يايلر . ’ السَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُه ‘ ديه نه ده اوطوز حسنه يازيلر . "

Sehl bin Huneyf (r.a.) dedi ki: Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:  (Selâm verirken) es-Selâmü aleyküm’ diyen kimseye on hasene yazılır. ‘es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi’ diyene yirmi hasene yazılır. ‘es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû’ diyene de otuz hasene yazılır.”

(el-Mu‘cemü’l-Kebîr)

Hicrî:  14  Safer    1445  Fazilet Takvim

 

 

Ashâb-ı Bedir: SEHL BİN HUNEYF (R. A.)

 

Sehl Hazretleri, Ensâr’dan ve Evs kabilesinin Benî Hanş kolundandır. Künyesi Ebû Saîd veya Ebû Abdullah’tır. İlk Müslümanlardan olup Bedir Gazâsı’nda bulunmuştur.

Uhud Gazâsı’nda, Peygamber Efendimizin etrafında kimse kalmadığı zaman, sebât ederek Efendimizi canı pahasına koruyacağına dair bîat etmiştir. Uhud’da, Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizi oklardan müdafaa ederken, Sehl Hazretleri, düşmanlara “Sehl’i nişan alın! Zira o, sehildir (onu vurmak daha kolaydır).” derdi. Peygamberimiz (s.a.v.) de “Sehl’e ok yetiştirin, zira onu kolaylıkla atar.” buyururlardı. Hazret-i Ömer (r.a.) onu gördüğünde, “O, sehildir (kolaylıktır), hazenin gayrıdır (yani, onda hüzün verecek bir hâl bulunmaz)!” buyururlardı.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Benî Nadîr ganimetlerinden Ensâr’dan sadece Sehl bin Huneyf ile Ebû Dücâne’ye pay vermiştir. Zira onlar o vakit pek fakirdiler.

Sehl bin Huneyf Hazretleri, Hendek ve diğer bütün gazâlarda Resûlullâh’ın maiyetinde yer almıştır. Bir rivâyete göre Fahr-i Âlem Efendimiz, onu, Hazret-i Aliyyü’l-Mürtezâ (k.v.) ile kardeş kılmıştır.

Sehl (r.a.) Hazretleri, Hicret’in 38. senesinde Kûfe’de vefat etmiştir. Cenaze namazını, Hz. Ali (k.v.) kıldırmıştır.

Sehl Hazretleri, yaratılışça güzel bir zât idi. Kendisinden rivâyet olunduğuna göre; Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile birlikte çıktıkları bir gazâda, Ensâr’dan bir zât onu görüp medih sadedinde bir şeyler söylemiş, yaratılışındaki güzelliğe hayret etmişti. Hemen arkasından Sehl Hazretleri yere yığılarak ateşler içinde titremeye başlamıştı. Onu hemen Peygamber Efendimize taşıdılar ve hâdiseyi haber verdiler. Fahr-i Kâinât Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Sizden biriniz, din kardeşinin nefsinde yahut malında hoşuna giden bir şey gördüğünde ‘Allâh mübarek etsin’ demekten niçin geri kalır? (Siz böyle deyin) zira muhakkak nazar (göz değmesi) haktır.”

Hicrî:   14  Safer   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder