قَالَ اللهُ تَعَالَى : فَمَنْ يُرِدِ اللهُ اَنْ يَهْدِيَهُ يَشْرَحْ صَدْرَهُ لِلْاِسْلَامِ. (سورة الأنعام، ١۲٥)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : الله ، هر كيمى هدايتنه أردرمك إسترسه صدرنى إسلامه آجار ( كونلونه كنشلك ورير . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen “ Allah, her kimi hidâyetine erdirmek isterse sadrını İslâm’a açar (gönlüne genişlik verir)...”
(En‘âm Sûresi, âyet 125)
Hicrî: 24 Muharrem 1445 Fazilet Takvim
EN BÜYÜK NİMET, İSLÂM NİMETİDİR
Mümin kimse, iman nimetine şükürden gaflet etmemeli, şirkten sakındığı gibi bidatlerden ve nefsin hevâsına kapılmaktan da sakınmalıdır. “İyiliğin karşılığı, iyilikten başka mıdır? -elbette değildir-” meâlindeki, Rahmân Sûresi’nin 60. âyet-i kerîmesinde buyurulduğu üzere iman nimetine, şükür ile en güzel sûrette mukabele etmelidir.
Allâhü Teâlâ Hazretleri, Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’i diğer peygamberler üzerine faziletli kıldığı gibi onun ümmetini de diğer ümmetler üzerine üstün kılmıştır. Öyle ise bu ümmetin diğer ümmetlerden daha ziyâde şükretmesi icap eder.
Bu şükür vazifesi de bidatleri ve nefsin gayr-ı meşrû arzularını terk etmek, ehl-i bidatten uzaklaşarak dâima Allâhü Teâlâ’nın ve Resûl’ünün rızasını kazanmaya çalışmak ve bu husûslarda hiç kimseden çekinmemektir.
Mümin’in şerefi, ancak İslâm dinine bağlılığı ve Rabbinin emirlerine imtisâli nispetinde yükselir.
Hazret-i Ömer radıyallâhü anh, Kudüs’e giderken yolda devesine kölesiyle nöbetleşe biniyordu. Şehre yaklaştıklarında deveye binme nöbeti kölede olduğundan o, bineğin üzerinde gidiyor, Halîfe ise devenin yularını çekiyordu. Bir nehre vardılar. Hazret-i Ömer radıyallâhü anh ayakkabılarını eline alıp suya girdi. Bu sırada karşılarına Şam emîri Ebû Ubeyde bin Cerrâh Hazretleri çıktı. Hazret-i Ömer’e, “Ey Müminlerin Emîri! Şam’ın büyükleri hep seni karşılamaya çıktılar, seni bu hâlde görmeleri iyi olmaz” dedi. Hazret-i Ömer radıyallâhü anh, “Biz, İslâm ile azîz olduk, yükseldik. Bundan öte, insanların ne dediklerine aldırmayız.” buyurdu.
İşte büyüklerin nazarı, hep Allâh’ın rızasına ve âhiretedir. Nimetlerin en büyüğü ise İslâm nimeti ve Cenâb-ı Hakk’a itaat etmekle şereflenmektir. Öyleyse kul, Rabbine itaat ederek bu şükür vazifesini yerine getirmelidir.
Hicrî: 24 Muharrem 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder