7 Kasım 2022 Pazartesi

İMÂM-I ÂZAM HAZRETLERİNİN DEHRÎYİ SUSTURMASI -1


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَا يَدْخُلُ الْجَنَّةَ بَخِيلٌ وَلَا خَبٌّ وَلَا خَائِنٌ وَلَا سَيِّئُ الْمَلَكَةِ. (حم)

بيغمبر أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  شو كمسه لر ( إلك كيرنلرله برلكته ) جنته كيره مزلر : جمرى كمسه لر ، إنسانلريك آراسنى بوزانلر ، إنسانلره خيانتلك أدنلر ، أمرى آلطنده كيلره ( جالشانلارينه ) كوتى داورانانلر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:    Şu kimseler (ilk girenlerle birlikte) cennete giremezler: Cimri kimseler, insanların arasını bozanlar, insanlara hıyanet edenler, emri altındakilere (çalışanlarına) kötü davrananlar.”

(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

Hicrî:  12   Rebiulahir    1444 Fazilet Takvim

 

İMÂM-I ÂZAM HAZRETLERİNİN DEHRÎYİ SUSTURMASI -1

 

Basra şehrine, Rum diyârından (âlemin ezelî olduğuna inanıp Allâhü Teâlâ’yı inkâr eden) bir dehrî gelip İslam âlimleri ile münâzaraya girmişti.

İmâm-ı Âzam Hazretleri, hocası Hammâd Hazretleri ile beraber münâzara mahalline gittiler.

Dehrî, bir minbere çıkıp karşısına bir kişinin gelmesini isteyince İmâm-ı Âzam Hazretleri öne çıktı.

İmâm-ı Âzam Hazretlerini çok genç bulan dehrî, onu çok küçük gördü. Fakat Ebû Hanîfe rahimehullah, çok cesaretli idi. Münâzaraya başlamak üzere dehrîden bir sual sormasını istedi. Dehrî’nin ilk suali şöyle oldu:

Evveli ve sonu olmayan bir şeyin mevcudiyeti nasıl mümkün olur?” İmâm-ı Âzam rahimehullâh:

Sayıları bilir misin?” dedi. Dehrî de:

Bilirim.” dedi.

Öyle ise birin evveli nedir?” diye sordu. Dehrî:

Bir sayısı, sayıların ilkidir. Ondan evvel bir sayı yoktur.” deyince İmâm-ı Âzam:

Mecâzî olan birin evveli olmadığı halde hakîkî bir olan Allâhü Teâlâ’nın evveli nasıl düşünülebilir.” dedi. Dehrî bu cevaba diyecek bir söz bulamayınca ikinci suale geçti:

Her şeyin bir yönü vardır. O hâlde Allâhü Teâlâ’nın yönü hangi tarafadır?” İmâm-ı Âzam:

Mumu yaktığın zaman onun ışığı hangi tarafa doğru olur? Hangi yön onun ışığından uzaktır?” diye sordu. Dehrî:

Mumun ışığı bir yöne mahsus değildir, her tarafa sirâyet eder.” cevabını verdi. İmâm-ı Âzam rahimehullâh:

“Mademki öyledir, o hâlde Cenâb-ı Hakk’ın bir cihette olduğunu söyleyip her yerde hâzır ve nâzır olduğunu nasıl inkâr edebiliyorsun?” dedi. Dehrî, yine söyleyecek bir söz bulamayarak üçüncü suâle geçti. (Devamı var)

Hicrî:     12 Rebiulahir   1444 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder