27 Kasım 2022 Pazar

FÂTİH SULTAN MEHMED HAN’IN İLME VERDİĞİ KIYMET


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : وَإِنَّ فَضْلَ الْعَالِمِ عَلَى الْعَابِدِ كَفَضْلِ الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ عَلَى سَائِرِ الْكَوَاكِبِ. (د)

بيغمبر أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : محقق كى عالميك ، عابد أؤزرينه فضيلتى ، اون دوردنجى كجه سنده كى آيك ، ديكر يلدزلر أؤزرينه أؤستونليكى كبيدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:   Muhakkak ki âlimin, âbid üzerine fazileti, on dördüncü gecesindeki Ay’ın, diğer yıldızlar üzerine üstünlüğü gibidir.”

(Sünen-i Ebû Dâvûd)

Hicrî:  03   Cemaziyelevvel    1444 Fazilet Takvim

 

FÂTİH SULTAN MEHMED HAN’IN İLME VERDİĞİ KIYMET

 

Fâtih Sultan Mehmed Han, Allâhü Teâlâ’nın yardımı ile İstanbul’u fethettikten sonra bir câmi-i şerîf ve etrafında birçok medrese bina ettirmişlerdi. Bu medreselere müderris tayin edilecek zâtların, merhum Mecîdüddin Fîruzâbâdî’nin tasnîf etmiş olduğu ve içinde 60 bin kelime bulunan meşhur Kâmûs-ı Muhît ismindeki lügat kitabını ezbere bilmelerini şart koşmuştu.

Bu emir üzerine yapılan araştırma neticesinde şart koşulan vasıflara sahip olan ancak dört-beş zât bulunabildi. Fâtih Sultan Mehmed Han, huzurundakilere, “Beni de bir dinleyin.” diyerek Kâmûs’u ezberden okumuş ve bu husûstaki ilmî kudretini ispat etmiştir.

Fâtih Sultan Mehmed Han, bir taraftan düşmanlarına karşı harp ile uğraşırken diğer taraftan da dînî ve dünyevî ilimlerin öğretilmesine gayret eder, hem kılıcın hakkını verir, hem de kalemin şanını yüceltirdi. Bu sebeple onun zamanında Osmanlı Payitahtı, bütün dünyanın ilim merkezi hâline gelmiştir.

Öyle ki o zamanda medrese odaları, âlim ve ders okuyan talebeler ile doluydu. Nitekim ilim öğrenmek için İstanbul’a gelip de kalacak bir oda bulamayınca Fâtih Camii’nin o koca pencerelerinin birisinde ikamet ederek birçok ilimde icâzet almış olan Ahmed bin Ali (rah.) burada, Sarf ilmine dair Merâh ve Şerh-i Latîfî kitaplarını yazmıştı. Kitapları yazdıktan sonra teberrüken Fâtih Sultan Mehmed Han’a arz etti. Eserlerin mükemmelliğinden, müellifinin ilimdeki üstünlüğünü takdir eden Sultan, “Pek iyi bir hoca imiş. Medreselerimden bir oda verilsin.” emrini vermiş. Müellif de bu iltifata çok sevinmiştir. Ayrıca bu iki kitap senelerce Osmanlı medreselerinde ders olarak okutulmuştur.

 

BEYİT:

 

Âlim ile sohbet etmek, lâl ü mercan incidir.

Câhil ile sohbet etmek günde bir can incitir.

Hicrî:     03 Cemaziyelevvel   1444 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder