قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِذَا ضُيِّعَتِ الْأَمَانَةُ فَانْتَظِرِ السَّاعَةَ قَالَ كَيْفَ إِضَاعَتُهَا يَا رَسُولَ اللهِ قَالَ إِذَا أُسْنِدَ الْأَمْرُ إِلَى غَيْرِ أَهْلِهِ فَانْتَظِرِ السَّاعَةَ. (خ)
بيغمبر أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : أمانت ضايع اولديغى زمان ، قيامتى بكله . " بيوردولر . ( بر آعرابى ) ’ يا رسول الله ، أمانتيك ضايع اولماسى نصل اولور ؟ ‘ ديه صورونجه بيوردولر كى : " إشلر ، أهلندن باشقاسينه وريلديكى زمان قيامتى بكله . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “ Emanet zâyi olunduğu zaman, kıyameti bekle.” buyurdular. (Bir a‘râbî) ‘Yâ Resûlallah, emanetin zâyi olması nasıl olur?’ diye sorunca buyurdular ki: “İşler, ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekle.”
(Sahîh-i Buhârî)
Hicrî: 15 Rebiulahir 1444 Fazilet Takvim
MUVAKKİTLİK MÜESSESESİ
İlm-i nücûm (astronomi), kâinâtı, yani seyyâreleri, Güneş’i, Ay’ı, yıldızları vesair gök cisimlerini tetkik edip bu cisimlerin bulundukları yerleri, hareketlerini ortaya koymaya çalışan ilimdir.
İslâm devletlerinde ve bilhâssa Osmanlı’da, bu ilimle meşgul olan müneccimler, yıldızların doğup batmaları ve diğer hâlleri ile alâkalı hesapları yapıp, bunları takvimlere kaydederlerdi. İslam âlimleri, bütün bu bilgileri namaz vakitlerini bildirmek için hazırlanan takvimlerde kullanmışlardır. Nitekim günümüzde hazırlanan takvimlerde, o zaman tespit ve tayin edilen esaslardan faydalanılmaktadır.
Emevî ve Abbasî devirlerinden itibaren Müslüman âlimler, rasathaneler kurdular. Buralarda bu ilmin imkânlarından faydalanarak pratik aletler icat ettiler. Bunları, camilere kurulan muvakkithanelere yerleştirdiler. Böylece yüzyıllardır namaz vakitleri, muvakkitler tarafından dosdoğru hesaplanmaya devam etmiştir. Muvakkitlerin olmadığı yerlerde bu işi, kendilerine namaz vakitlerini hesaplama ilmi öğretilen müezzinler yapmışlardır.
Muvakkitler, camilerin hemen yanındaki muvakkithane denilen yerlerde çalışırlardı. Vaktin tayini ve bunlara ait aletlerin ayarı ile meşgul olurlardı. Mesela, Güneş saatine göre vakitleri ayarlarlar, âdeta bir rasathane gibi vazife görürlerdi. Ayrıca halk, ezânî saati kullandığı için her gün lüzumlu hesaplamaların muvakkitler tarafından yapılarak akşam ezanının tam ezânî (alaturka) saate göre on ikide okunması, herkesin saatini ayarlamasına yardımcı olmaktaydı. Böylece muvakkitler, saatlerdeki birliği de sağlamış oluyorlardı. Ayrıca büyük şehirlerde herkesin görebileceği şekilde meydanlara konan saat kuleleri de bu sebepten yapılmıştı.
Fazilet Takvimi vakitleri de, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat âlimlerinin tespit ve tayin ettiği bilgilerden istifade edilerek hazırlanmaktadır.
Hicrî: 15 Rebiulahir 1444 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder