قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ نَزَلَتْ بِهِ فَاقَةٌ فَأَنْزَلَهَا بِالنَّاسِ لَمْ تُسَدَّ فَاقَتُهُ وَمَنْ نَزَلَتْ بِهِ فَاقَةٌ فَأَنْزَلَهَا بِاللهِ فَيُوشِكُ اللهُ لَهُ بِرِزْقٍ عَاجِلٍ أَوْ آجِلٍ. (ت)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : هر كيم كندسنه شتدتلى بر إحتياج حالى حاصل اولورده اونى إنسانلره آرض أدرسه ، إحتياجى كيده رلمز . هر كيم ده كندسنه شتدتلى بر إحتياج حالى حاصل اولور واونى الله تعالى يه آرض أدرسه ، الله تعالى نين ، او قله دنياده ويا آخرتده زمكينلك ورمسى يقيندر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “ Her kim kendisine şiddetli bir ihtiyaç hâli hâsıl olur da onu insanlara arz ederse, ihtiyacı giderilmez. Her kim de kendisine şiddetli bir ihtiyaç hâli hâsıl olur ve onu Allâhü Teâlâ’ya arz ederse, Allâhü Teâlâ’nın, o kula dünyada veya âhirette zenginlik vermesi yakındır.”
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 07 Şevval 1443 Fazilet Takvim
DÜNYA HAYATI
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri, şöyle buyurmuşlardır:
Dünyanın bekası (devamlılığı) gerçekten çok azdır. Âhiret azâbı ise son derece şiddetli ve dâimîdir. O hâlde size gereken, aklı ve fikri kullanmak ve tadı olmayan dünyanın tazeliğine aldanmamaktır. Eğer şeref ve üstünlük dünya sebebiyle olsaydı, dünyadan bol nasipleri olan kâfirlerin, herkesten daha şerefli ve daha üstün olması lâzım gelirdi. Dünyanın zâhirine aldanmak akılsızlıktandır. Akıllı kişiye lâyık olan; az günlerin fırsatını ganimet bilmesi, bu az olan fırsatta, Allâhü Teâlâ’nın razı olduğu şeyleri elde etme husûsunda çalışması ve Allâhü Teâlâ’nın mahlûkatına iyilik etmesidir. Zira Allâh’ın emrine tazim ve Allâh’ın mahlûkatına karşı şefkatli olmak, âhiret azâbından kurtuluş için iki büyük asıldır. (c. 1, m. 98)
…Ölümü daima hatırınızda tutun ve tamamen Hak Sübhânehû’nün râzı olduğu şeylere yönelin; dünya hayatını aldatıcı bir metadan başka bir şey saymayınız. Eğer dünyevî nimetlerin (Allâhü Teâlâ indinde) kıl kadar bir itibarı olsaydı, kâfirler ondan yararlanamazdı ve kötülere ondan bir şey verilmezdi. (c. 1, m. 89)
Eğer (birinin gözünde) dünya kıymetli ise âhiret kıymetsizdir. Eğer dünya kıymetsiz ise âhiret kıymetlidir. Bu ikisini birleştirmek ise, iki zıttı birleştirmek kabilindendir (yani imkânsızdır). (c. 1, m. 33)
Dînî hükümleri yerine getirmek mümkün olduğu (nefse kolay geldiği) zaman, dünyanın zararlarından kurtuluş mümkün olur ve o zaman dünya, âhiretle birleşir. (c. 1, m. 72)
Son nasihat olarak da; şerîatin sahibi olan Peygamber Efendimize (s.a.v.) mutlaka tâbi olmak lâzımdır. Bu olmadan kurtuluş imkânsızdır. Dünyanın süslerine iltifat etmemek ve varlığına ve yokluğuna aldırış etmemek lâzımdır. Zira Allâhü Teâlâ, dünyaya buğz etmiştir. O’nun indinde dünyanın hiçbir kıymeti yoktur. Bu sebeple kulların yanında dünyanın yokluğunun, varlığından daha hayırlı olması lazımdır. Dünyanın vefasızlığı ve süratlice yok olması meşhurdur; hattâ (her an) görülmektedir. Bundan önce geçip gitmiş olan dünya ehlinden ibret alın.
Allâhü Teâlâ, bizleri ve sizleri, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e tâbi olmaya muvaffak buyursun.
(Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 1, m. 74)
Hicrî: 07 Şevval 1443 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder