10 Mayıs 2022 Salı

ALLÂHÜ TEÂLÂ’YA DAVET, AMELLERİN VE SÖZLERİN EN GÜZELLERİNDENDİR


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ دَعَا إِلَى هُدًى كَانَ لَهُ مِنَ الْأَجْرِ مِثْلُ أُجُورِ مَنْ يَتَّبِعُهُ لَا يَنْقُصُ ذٰلِكَ مِنْ أُجُورِهِمْ شَيْئًا. (ت)

رسول الله  ( ﷺ ) بيوردولر :  محقق الله تعالى ، نين بنمله كوندرمش اولديغى هدايت وعلميك مثالى ، يريوزونه ياغان ياغموره بنزر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “ (İnsanları) hidâyete (inkârdan imana, isyandan itâate ve gafletten uyanmaya) çağıran kimseye, kendisine uyanların sevabı kadar sevap verilir. Bu, onların sevabından da bir şey eksiltmez.”

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:  09   Şevval   1443 Fazilet Takvim

 

ALLÂHÜ TEÂLÂ’YA DAVET, AMELLERİN VE SÖZLERİN EN GÜZELLERİNDENDİR

 

Allâhü Teâlâ’ya davetin, amellerin ve sözlerin en güzellerinden olduğunun beyan edildiği Fussılet Sûresi’nin 33. âyet-i kerîmesi şöyle tefsir edilmiştir:

Ben, şüphesiz, Müslümanlardanım!” deyip, İslâm yoluna seve seve girip, Allah yolunda ihlâs ile hayır ve salâha çalışarak, Allâh’a davet eden kimseden daha güzel sözlü ve yolu o kimseden daha güzel olan hiçbir kimse olamaz.

Allâhü Teâlâ’ya davet, başta Peygamber Efendimiz (s.a.v.), peygamberler ve onların vârisleri olan kâmil zâtların ve onların izinden giderek basiret ile Hazret-i Allâh’a davet eden velilerin hepsine şâmildir.

Allâhü Teâlâ’ya davet yalnız imana davet etmek değildir, müminleri amele (ibadetlerini yapmaya ve Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in sünnet-i seniyyesini işlemeye) davet de bu manaya dâhildir. Binaenaleyh Hz. Allâh’a davet, Allâh’ın birliğini tasdike ve ona iman ve itaate davet demektir. Bunun neticesi de Allâh’a kavuşmaktır. Hulâsa, Allâhü Teâlâ’ya davet, en güzel sözdür, ancak böyle olması için iki şart vardır:

Birisi İslâm’dır, davet eden, Müslümanlardan olmalı, davetine hiç şirk karıştırmayarak, “Rabb’imiz Allah deyip sonra istikametle giden (doğruluktan ayrılmayan)” hâlis Müslümanlardan olmalıdır. Böyle olmayınca amelde tam salâh (doğruluk) bulunmaz ve Allâhü Teâlâ’ya davet edilmiş olmaz.

Diğeri de; o davet yalnız kuru bir laftan ibaret kalmamalı, davet edenin hâli, sözüne muhalif olmamalı, davet eden kimse, sâlih amel işlemelidir. Yani evvelâ kendini düzeltmeli, kendisi İslâm ahlâkı ile ahlaklanıp başkalarını davete lâyık ve sözüne kendi fiili şahit olacak şekilde çalışarak, güzel ameller işleyerek, davet etmelidir.

Hicrî:  09  Şevval   1443 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder