24 Mayıs 2022 Salı

SÜTÜN YARATILIŞINDAKİ SIR


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : رَأَيْتُ كَأَنِّي أُتِيتُ بِقَدَحٍ مِنْ لَبَنٍ فَشَرِبْتُ مِنْهُ فَأَعْطَيْتُ فَضْلِي عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَالُوا: فَمَا أَوَّلْتَهُ يَا رَسُولَ اللهِ قَالَ: اَلْعِلْمَ. (ت)

رسول الله  ( ﷺ ) بيوردولر :  ’’ ريامده ، صنكى بانه بر باردق سوت ورلديكنى واو سوتدن إجتكمى ، صكره ده قالاننى عمربن خطابه ورديكمى كوردم . ‘‘ ’’ يا رسول الله ، بونى نيه تابر أتدينز ؟ ‘‘ ده ديلر . ’’ علمه ‘‘ بيوردولر  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “ Rüyamda, sanki bana bir bardak süt verildiğini ve o sütten içtiğimi, sonra da kalanını Ömer bin Hattâb’a verdiğimi gördüm.” “Yâ Resûlallah, bunu neye tabir ettiniz?” dediler. “İlme” buyurdular.

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:  22   Şevval   1443 Fazilet Takvim

 

SÜTÜN YARATILIŞINDAKİ SIR

 

Allâhü Teâlâ, Nahl Sûresi’nin 66. âyet-i kerîmesinde -meâlen-: “Her hâlde sizin için sağmal hayvanlarda bir ibret vardır. Size, onların karınlarındaki ters ile kan arasından hâlis bir süt içiriyoruz ki içenlerin boğazından kayar gider.” buyurulmaktadır.

Ebussuûd Efendi tefsirinde ve Fahruddin Râzî Hazretlerinin Mefâtîhu’l-Gayb tefsirinde şöyle beyan olunmuştur: Hayvanlar, yemlerini yiyip hazmettikten sonra yemin tortusu, fazlalığı bağırsaklardan atılır. Sâfî olan, yani vücuda faydalı olan kısmı ise karaciğere gider. Kan, ciğerden bütün damarlara dağılır. Ayrıca kan, ciğerden gerekli bütün mineral ve vitaminleri memeye taşır ve buradaki süt bezlerinde, süt hâsıl olur.

Sütün, kan ile tortu arasından hâlis ve sâfî olarak ayrılmasında Allâhü Teâlâ’nın kudretine büyük delâlet vardır. Çünkü süt ve kan ile geride kalan tortunun ana maddesinin yem olduğunda şüphe yoktur. Aynı şekilde bunların arasından sütün ayrılıp sâfî ve insana faydalı, yavrunun gıdalanmasına uygun, bereketi çok bir sûrette meydana gelmesi, kanla tortunun renginden ve kokusundan hiçbir eser bulunmaması, insan aklının idrâkinden âciz olduğu ve düşündükçe hayret edeceği meselelerdendir.

Erkek ve dişi her ikisi vücutta, yemede ve içmede müşterek oldukları hâlde dişinin karnında yavruyu ve yavrusunun gıdasını yaratmak, aynı yemi yiyen erkekte böyle bir şey meydana getirmemek, sütü diğer maddelerden ayırıp yağ, su gibi birbirine zıt maddeleri süt hâlinde bir araya getirmek, memenin ucunda sütün çıkmasına mahsus menfezler yaratmak, yavrusu karnında bulunduğu zaman yavrunun gıdasını kan içinde rahme gönderip dünyaya geldiğinde yine onun faydalanması için süt olarak başka bir organa göndermek ve yavrunun daha doğar doğmaz emmeye kabiliyetli olması, tabiatın yapacağı şeylerden değildir.

Binâenaleyh bunların tamamı, Cenâb-ı Hakk’ın varlığına, kudretine, ilminin kemâline ve fâil-i muhtar (dilediğini yapmaya gücü yeten tek yaratıcı) olduğuna şüphe bırakmayan delillerdendir.

Hicrî:  22  Şevval   1443 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder