26 Mart 2022 Cumartesi

NAMAZ VAKİTLERİ HAKKINDA


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَا مِنْ عَبْدٍ يَصُومُ يَوْمًا فِي سَبِيلِ اللهِ إِلَّا بَاعَدَ اللهُ بِذٰلِكَ الْيَوْمِ وَجْهَهُ عَنِ النَّارِ سَبْعِينَ خَرِيفًا. (م)

رسول الله  ( ﷺ ) بيوردولر  :  الله يولنده إيكن بر كون اوروج طوطان هر قلى ، الله تعالى محقق او بر كون اوروج سببيله جهنمدن يتمش سنه اوزاقلاشترير  . "

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “ Allah yolunda iken bir gün oruç tutan her kulu, Allâhü Teâlâ muhakkak o bir gün oruç sebebiyle cehennemden yetmiş sene uzaklaştırır.”

(Sahîh-i Müslim)

Hicrî:  23   Şaban   1443 Fazilet Takvim

 

NAMAZ VAKİTLERİ HAKKINDA

 

Takvimimizdeki namaz vakitleri, fıkhî esaslara göre hesaplanırken arz derecesi (enlem), tûl (boylam), saat dilimi, yükseklik, arazi genişliği gibi birçok astronomik, klimatolojik ve jeolojik unsurlar hesaba dâhil edilmektedir.

Bir yerin namaz vakitlerinin doğru olarak hesaplanabilmesi için “geometrik değerler” değil, fıkhî ölçülere uygun olan “görülen değer” neticeleri esas alınır. Mesela, güneşin doğuş-batışı için ‘geometrik doğuş-batış’ değil, çıplak gözle gözlenebilen ‘görülen doğuş-batış’ asıldır. Sadece geometrik değerlerin hesaplanması ile elde edilen değerler -bunların sapmasına sebep olan pek çok unsurdan dolayı- gerçek değerleri karşılayamamaktadır. Bu sebeple İslâm âlimleri bazı zarûrî tedbirler almışlardır. Bu tedbirlere, düzeltmelere “temkin” adı verilmektedir. Temkin, daha ihtiyatlı olmak için yapılmış bir düzeltme değil, fıkhî olarak yapılması zarûrî bir düzeltmedir. Bu düzeltmelerden sonra ortaya çıkan değerler, fıkhî ölçülere uygun hâle gelmiş olur. Binâenaleyh temkinli vakitleri kullanmak icap etmektedir.

Enes bin Mâlik (r.a.) şöyle rivâyet etmiştir: Zeyd bin Sâbit (r.a.) dedi ki: Peygamber Efendimizle (s.a.v.) sahur yaptık. Sonra (sabah) namaz(ın)a durdu. Ben, Zeyd’e sordum: “Sahur ile ezan arasında ne kadar vakit vardı?” Zeyd Hazretleri: “Elli âyet okuyacak kadar” buyurdu. (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercümesi’nde, elli âyet okunacak vakit, 18 dakika olarak yazılmıştır; c. 6, s. 268-269) Bundan temkine riâyetin ehemmiyeti anlaşılmaktadır.

Temkin ve diğer ilmî yollarla, sapmaları zarûrî olarak düzeltilmiş vakitler, asırlardan beri İslâm âleminde kullanıldığı gibi Türkiye’de de 1982 yılına kadar -Diyânet Takvimi dâhil- bütün takvimlerde kullanılmıştır. Fazilet Takvimi, hâlen bunu kullanmaya devam etmektedir. Bu sebeple:

Takvimimizde verilen vakitlere riâyet etmeli, namazları vaktin sonuna kadar geciktirmemeli, oruca başlarken ve iftar ederken, takvimimizdeki vakitler kullanılmalıdır.

Sabah namazını da takvimimizde yazan, “Sabah” vaktinden itibaren kılmaya başlamalıdır.

Hicrî:  23  Şaban   1443 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder