18 Mart 2022 Cuma

ÇANAKKALE’DE MEHMETÇİĞİN ASALETİ


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ قُتِلَ دُونَ مَالِهِ فَهُوَ شَهِيدٌ وَمَنْ قُتِلَ دُونَ دِينِهِ فَهُوَ شَهِيدٌ وَمَنْ قُتِلَ دُونَ دَمِهِ فَهُوَ شَهِيدٌ وَمَنْ قُتِلَ دُونَ أَهْلِهِ فَهُوَ شَهِيدٌ. (ت)

رسول الله  ( ﷺ ) بيوردولر  :  مالنى محافظه اوغرونده أؤلدورولن كمسه شهيددر . جاننى محافظه اوغرونده أؤلدورولن شهيددر . أهلنى ( آئله سنى ) قورومق اوغرونده أؤلدورولن ده شهيددر  . "

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Malını muhafaza uğrunda öldürülen kimse şehittir. Dini uğrunda öldürülen kimse şehittir. Canını muhafaza uğrunda öldürülen şehittir. Ehlini (ailesini) korumak uğrunda öldürülen de şehittir.”

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:  15   Şaban   1443 Fazilet Takvim

 

ÇANAKKALE’DE MEHMETÇİĞİN ASALETİ

 

Çanakkale’de savaşan askerlerimizi Mecîdiye Bataryası Kumandanı Yüzbaşı Mehmed Hilmi şöyle anlatıyor:

Bir deniz harbinin arefesinde olduğumuzu hissetmiştik. Bütün erlerde savaş için büyük bir istek vardı. Bu hâli sürdürmek lâzımdı. Bölükte namaz kılmayan hiç kimse yoktu. Telkinlerim netice vermiş, askerin dînî hisleri olgunlaşmıştı. Maneviyatlarının sarsılmaz bir hâle gelmesi için elimizden geleni yapıyorduk. Bunu sağlamak için şu talimatları verdik: Bugünden itibaren dâima abdestli bulunulacak ve harbe abdestli başlanacak. Topların birinci doldurma işi, erler tarafından Ezân-ı Muhammedî okunarak yapılacak. Yeni gelen erlerin maneviyatını yükseltmek için yüksek sesle tekbir getirilecek; ayrıca Kur’ân-ı Kerîm okunacaktır. Ateş esnasında bütün batarya, sesli olarak tekbirlere iştirâk edecektir.”

Bu ruh hâli ile savaşan ve şehit düşen askerlerimizin asaleti şu notlarda da görülmektedir:

Düşman askerlerinin zafiyetinde mehmetçiğin asâletini bir İngiliz eri Joe Murray şöyle anlatıyor: “Kasım 1915, çok yağmurlu geçti. Bir gün Zığındere’deki siperlerimizi sel bastı. Siperlerimiz su ile doldu. Silahlarımız su altında kalmıştı. Hasta olan arkadaşlarımız selde boğuldu. Kurtulabilenler, derenin iki yakasına çıkmışlardı. Hepimiz açıktaydık ve Türklerin hedefiydik. Türkler istedikleri gibi yanımıza gelebilir veya bize ateş edip imha edebilirlerdi. Türkler, ikisini de yapmadılar. Uğradığımız felaketi atlatmamızı beklediler.”

Düşmanına bile zor vaziyetinde merhamet gösteren Mehmetçiğin bu iyiliğine karşılık, düşmanın vicdanî hissiyattan uzak olan davranışını bir İngiliz üsteğmen T. Watson şöyle anlatıyor: “Aralık ayı çok soğuk geçiyordu. 2 Aralık 1915 günü Osmanlı askerleri bu soğuğa dayanamaz oldular. Zığındere’deki siperlerinden çıkıp çalı-çırpı toplayarak ateş yakmaya başladılar. Donmamak için buna mecburdular. Duman ve ateş onların yerlerini açıkça ortaya çıkartıyordu. Biz de üşüyorduk ama ateş edebilecek kadar gücü olan arkadaşlarımız için bu iyi bir eğlence oldu. Açığa çıkmış olan Türklerin pek çoğunu o gün vurduk.”

Hicrî:  15  Şaban   1443 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder