قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ صَلَّى عَلَيَّ كُلَّ يَوْمٍ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ وَكُلَّ لَيْلَةٍ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ حُبًّا بِى وَشَوْقًا كَانَ حَقًّا عَلَى اللهِ أَنْ يَغْفِرَ لَهُ ذُنُوبَهُ تِلْكَ اللَّيْلَةَ وَذٰلِكَ الْيَوْمَ. (طب)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : كيم بنى سورك وشوكله ، هر كوندوز وكجه أؤجر كره صلوات اوقورسه ، او كمسنين او كجه وكوندوزده إشلديكى ( كوجوك ) كوناحلرينى باغشلامق ، الله تعالى أؤزرينه بر حق ( اونون بر وعدى ) اولور . "
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “ Kim beni severek ve şevkle, her gündüz ve gece üçer kere salevât okursa, o kimsenin o gece ve gündüzde işlediği (küçük) günahlarını bağışlamak, Allâhü Teâlâ üzerine bir hak (onun bir vaadi) olur.”
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî: 25 Şaban 1443 Fazilet Takvim
HİNDİSTAN’DAKİ SAKAL-I ŞERÎF ZİYÂRETLERİ
Sultan Üçüncü Ahmed Han devri ve 18. asır İslâm âlimlerinden Abdülganî Nâblusî merhum (1641-1731) “el-Hakîkat ve’l-Mecâz fi’r-Rıhleti ilâ-Bilâdi’ş-Şâm ve Mısır ve’l-Hicâz” isimli Hac seyâhatnâmesinde şöyle anlatıyor:
1105 (1694) senesi Ramazân-ı şerîfinde Medîne-i Münevvere’de iken âlimlerden bir topluluk yanımıza gelir; öğle vaktine değin Buhârî-i şerîf ve fıkıhtan ders okurduk. Gulâm Muhammed adında Hind âlimlerinden bir zât vardı, o da öğleden ikindiye kadar derse gelirdi. Babası Hindistan’ın meşhur fıkıh âlimlerinden olup hükümdarları Evrengzîb’in, Fetâvâ-yı Hindiyye’yi telîf ettirdiği âlimler heyeti arasında imiş. Bu eser bugün Haremeyn-i Şerîfeyn başta olmak üzere İslâm beldelerinde meşhurdur. Hanefî Mezhebi’nin en kuvvetli ictihâdlarını bir araya toplayan hacimli bir kitaptır.
Gulâm Muhammed’in bana bildirdiğine göre Hind beldelerinde birçok zâtın elinde, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sakal-ı şerîfleri mevcuttur. Kimisinde bir, kimisinde iki veya daha fazla bulunur. Gelenlere ziyaret ettirirler.
Yine Hindistan’dan sâlih bir zâtın bana bildirdiğine göre sakal-ı şerîfler her sene Rebîulevvel ayının 9’unda çıkarılır, âlimler ve sâlihlerden birçok kimse bu ziyaret merasimi için bir araya toplanır, zikirler yapılır, salevât-ı şerîfeler ile sakal-ı şerîfler ziyaret edilirmiş. Bu sakal-ı şerîfler, içerisinde misk ve anber gibi güzel kokular bulunan kıymetli kaplarda muhafaza edilir. O zât, bu sakal-ı şerîflerin bazen kendiliğinden hareket ettiğini gördüğünü söyledi. Yine bazı sakal-ı şerîflerin uzamaya devam ettiğini, bazısından da başka sakal-ı şerîfler bittiği görüldüğünü nakletti.
Buna hayret edilmez. Zira Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin hayatlarındaki kuvve-i kudsiyyeleri, âzâlarının bütün cüzlerine sirâyet etmiştir.
Yine tarihçilerin de naklettiği üzere, Selçuklu atabeylerinden Nûreddîn Zengi’nin elinde de sakal-ı şerîfler vardı. Vefat ettiğinde bunların, gözlerinin üzerine konulmasını ve bu şekilde defnedilmesini vasiyet etmişti. Bu sebeple onun kabri ziyaret edilirken bu sakal-ı şerîflerle teberrüke dahi niyet etmelidir.
Hicrî: 25 Şaban 1443 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder