قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِذَا أَرَادَ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ بِأَهْلِ بَيْتٍ خَيْرًا أَدْخَلَ عَلَيْهِمُ الرِّفْقَ. (حم)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : الله عز وجل ، بر أو حالقنا خير ديلرسه اونلارين أؤزرينه رفق ( بربرلرينه قرشى يوموشق حويلولق ) ورير . "
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Allah Azze ve Celle, bir ev halkına hayır dilerse onların üzerine rıfk (birbirlerine karşı yumuşak huyluluk) verir.”
(Müsned-i Ahmed)
Hicrî: 12 Şaban 1443 Fazilet Takvim
GÜZEL AHLÂK’TAN: RIFK
Rıfk; sert, kaba ve şiddetli davranmanın zıddı olan nezâket ve mülâyemetle (yumuşak huylulukla) konuşmak ve herkesin iyiliğini düşünerek hareket etmek manasına gelir.
Peygamber Efendimize (s.a.v.) peygamberliğinin ilk yıllarında birçok düşmanı, akla hesaba gelmez ezâ ve cefâ ettikleri hâlde Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem yine hepsine rıfk ile davranırlardı.
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “Yâ Âişe, muhakkak Allâhü Teâlâ, Refîk’tir (kullarına lütfuyla muâmele eder) ve her husûsta yumuşaklıkla muâmele edilmesini sever.”
“Rıfktan mahrum olan, hayırdan mahrum bulunur.”
“Rıfk, insana dünyada da, âhirette de fayda verir.”
Rıfk ile hareket etmek, muvaffakiyete vesiledir; sahibini her isteğine ulaştırır, bütün musîbetlerden de emin eyler. Dikkatle bakılınca görülür ki, rıfkın tesiri, sert, kaba ve şiddetli davranmaktan daha çoktur. Rıfk, her zaman hiddetleri dindirip düşmanları dost edebilir. Fakat şiddet, hiddeti artırmaktan ve dostu düşman etmekten başka işe yaramaz; elde edilmesi pek yakın olan şeyleri, imkânsız bir hâle getirmiş olur.
İnsan, hiddetine mağlup olmamalıdır. Herkese karşı rıfk ile, nezaketle muameleyi elden bırakmamalıdır. Böyle bir hareket, kalpleri yumuşatır, sahibine büyük menfaatler temin eder.
Bir vâiz, Hârun Reşîd’e gidip, “Ey müminlerin emîri! Zât-ı âlînize nasihat makamında birkaç sözüm var, fakat biraz acıdır. Eğer tahammül buyurursanız arz edeyim” der. Halife Hârûn Reşid, “Pekâlâ! Rıfk ve nezâketle söylersen dinlerim. Eğer böyle yapmazsan, nasihatin nasıl olması icap ettiğini sana şiddetle anlatırım. Zira sen Hazret-i Mûsâ aleyhisselâm’dan büyük değilsin ve ben de Firavun’dan daha kötü değilim. Cenâb-ı Hak, Hazret-i Mûsâ’ya bile kavl-i leyyin (yumuşak söz) ile konuşmasını emir buyurdu.” deyip vaize, kendisi nasihat eder.
Hicrî: 12 Şaban 1443 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder