21 Mart 2022 Pazartesi

ARILARDAKİ HİKMET


 

قَالَ اللهُ تَعَالَى : اَلَمْ يَرَوْا اِلَى الطَّيْرِ مُسَخَّرَاتٍ فِي جَوِّ السَّمَٓاءِ مَا يُمْسِكُهُنَّ اِلَّا اللهُ اِنَّ فِي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ. (سورة النحل، ٧٩)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا ) :  كورمزلرمى كى كوك إيله ير آراسنده الله يك أمرينه إطاعت إيله اوجان قوشلر ؟ اونلارى الله دان باشقاسى ( اوراده ) طوطميور . شبهه يوقكى بونده إيمان أدن بر قوم إيجن ألبتده إبرتلر واردر  . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Görmezler mi ki gök ile yer arasında Allâh’ın emrine itaat ile uçan kuşları? Onları Allah’tan başkası (orada) tutmuyor. Şüphe yok ki bunda iman eden bir kavim için elbette ibretler vardır.”

(Nahl Sûresi, âyet 79)

Hicrî:  18    Şaban   1443 Fazilet Takvim

 

ARILARDAKİ HİKMET

 

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen-: “Ve Rabb’in (gayet zayıf olan) bal arısına ilham etmiştir ki, dağlardan, ağaçlardan ve (insanların senin için yapacakları) çardaklardan evler (kovanlar) edin.” (Nahl Sûresi, âyet 68)

Arı, gayet zayıf ve küçük bir hayvan olmasına rağmen Allâhü Teâlâ ona, insanların anlamaktan âciz kaldığı işleri yapma kudreti vermiştir. Arılar, bal yapmak için kendilerine kovanlar içinde küçük hücreler (petek) inşâ ederler. Bu peteklerin içinde bulunan o küçücük hücreler, gayet muntazam olup altı köşelidir. Her biri aynı büyüklüktedir.

Arılar, Allâhü Teâlâ’nın ilhâmıyla içlerinden hilkat itibariyle en güçlü ve cüsse itibariyle en büyük olanı, kendilerine emîr seçerler. Bu emîre “arıbeyi-kraliçe arı” denir. Kovandaki arıların tamamı ona itaat ederler.

Yine Allâhü Teâlâ’nın ilhâmı ile kovanlarından çıkarlar, çok uzak meralara gider, hiç şaşırmadan, yollarını kaybetmeden yine aynı kovana geri dönerler.

Ağaçların yaprakları ve çiçekleri üzerindeki tatlı, latîf ve lezzetli kısımları ile meyvelerin tatlı kısımlarını yerler ve güzel kokularını alırlar. Bunlar, karınlarında birikip birbirine karışarak Allâhü Teâlâ’nın izni ile bala dönüşür. Sonra da kovanlarına gidip bunları midelerinden çıkarıp peteğin içine depolarlar. Bu sebeple yenilen balda, arının özünü aldığı çiçek ve meyvelerin tadı ve kokusu hissedilir. 

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: “(Kâmil) mümin, bal arısına benzer. Bal arısı ancak temiz olanı yer ve ancak temiz olanı (balı) verir.” Âlimler buradaki benzerliği şu şekilde izah etmişlerdir: “Arılar çok maharetli ve zekidirler. İnsanlara ezâları çok az olmakla birlikte faydaları pek büyüktür. Aslâ pis yere konmazlar ve her şeyin özünü, en güzelini yerler. Başlarındaki emîrlerine itaatkârdırlar. Havanın karanlık, bulutlu ve rüzgârlı olması, duman, su ve ateş gibi şeyler onların bal yapmasına mânidir. Aynı şekilde gaflet karanlığı, şüphe bulutları, fitne rüzgârları, haram dumanı, cehalet suyu ve kötülük ateşi de insanları, Rabb’ine karşı kulluktan alıkoyar.”

Hicrî:  18  Şaban   1443 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder