1 Kasım 2021 Pazartesi

AHİRETİN VARLIĞI VE EBEDÎ OLMASINDAKİ HİKMET


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلرَّجُلُ عَلَى دِينِ خَلِيلِهِ فَلْيَنْظُرْ أَحَدُكُمْ مَنْ يُخَالِلُ. (د)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  :  كشى ، دوسدونون دينى أؤزه ره در . أؤيليسه هر برينز ، كمنله دوسطلق أتديكنه إي بقسين . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:   Kişi, dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk ettiğine iyi baksın.”

(Sünen-i Ebû Dâvud)

Hicrî:   26   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

AHİRETİN VARLIĞI VE EBEDÎ OLMASINDAKİ HİKMET

 

Allâhü Teâlâ Hazretleri ezelîdir, ebedîdir, kudreti de nihayetsizdir. Her fiilinde nice hikmetler vardır.

Allâhü Teâlâ, içinde bulunduğumuz bu âlemi yaratmıştır. Sonra da bu âlemde bir takım ibadetler, vazifeler ile mükellef olmak üzere mümtaz bir sınıf kıldığı insanları yaratmıştır. Bütün bu insanlar ve yaratılmış diğer şeyler, boş yere mi yaratılmıştır? Belli bir zaman yaşayıp da sonra büsbütün mahvolsunlar diye mi bu kadar mükemmel sûrette yaratılmışlardır? Hayır, hayır! Böyle bir iddiaya, her zerrede görünen hikmet eseri ters düşer.

Şüphe yok ki insan, bu dünyaya imtihan için getirilmiştir. Bu âlemdeki güzel veya çirkin amellerinin neticelerine, başka bir âlemde ebedî sûrette kavuşmak için yaratılmıştır. Bu dünyada herkes, yaptığı işlerin karşılığını kâfî derecede görmemektedir. Nice sâlih, muhterem insanlar (âhiretteki ecirlerinin artması mukabilinde), sıkıntılı bir hâlde yaşarlar. Nice sapık, azgın kimseler de (âhiretteki azaplarının artmasına vesile olarak) refah içinde yaşar da kötü hâllerinin cezasını (dünyada) görmezler. Binâenaleyh ilâhî adaletin kemâliyle tecelli edeceği bir âlem vardır. Herkes orada amellerinin tam karşılığına kavuşur.

Şunu da düşünmelidir ki, bu dünyada insanlar iki kısma ayrılmıştır:

Bir kısmı Allâh’a karşı kulluk vazifelerini îfâ etmektedir. Eğer bir hata ederlerse hemen tevbe ile Rablerine yönelirler. Bunların mükâfâtları âhiret hayatında ebedî olacaktır.

Diğer bir kısmı ise, vazifelerini suistimal etmiş, Rabbini unutmuş, kendi hevasına tapmış, gittiği dalâlet yolundan asla ayrılmamak; milyarlarca sene yaşayacak olsa, kendi inancını, kendi inkârını terk etmemek azminde bulunmuştur. Bunların cezaları da daimî olacak, bunlar âhirette ebedî bir azaba tutulacaklardır.

Hicrî:   26   Rebiulevvel   1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder