قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَصَعِقَ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ اِلَّا مَنْ شَٓاءَ اللهُ ثُمَّ نُفِخَ فِيهِ اُخْرٰى فَاِذَا هُمْ قِيَامٌ يَنْظُرُونَ. (سورة الزمر، ٦۸)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا ) : و صورا أؤفؤرولجك الله تعالى نيك ديلدكلرى مستثنى اولمق أؤزه ره همن كوكلرده ويرده كيم وارسه هبسى دوشوب أؤلجكدر . صكره صورا تكرار أؤفؤرولجك وهمن ( بتون إنسانلر ) قبرلرندن قالقارق باقمايا باشلاياجقلردر . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu(meâlen): “ Ve Sûr’a üfürülecek. Allâhü Teâlâ’nın diledikleri müstesnâ olmak üzere hemen göklerde ve yerde kim varsa hepsi düşüp ölecektir. Sonra Sûr’a tekrar üfürülecek ve hemen (bütün insanlar) kabirlerinden kalkarak bakınmaya başlayacaklardır.”
(Zümer Sûresi, âyet 68)
Hicrî: 21 Rebiulahir 1443 Fazilet Takvim
SÛR’A ÜFLENİNCE
Ebû Hüreyre (r.a.) rivâyet ediyor. “Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Hazret-i Allah, yeri ve gökleri yarattıktan sonra, Sûr’u yaratarak onu İsrafil aleyhisselâm’a verdi. İsrafil aleyhisselâm da ağzını Sûr’a dayamış olarak, ne zaman emredilecek diye gözlerini Arş’a dikmiş beklemektedir.” buyurunca ben; “Yâ Resûlallah! Sûr nedir? dedim. “Nurdan bir boynuzdur.” buyurdu. Ben tekrar: “O nasıl bir şeydir?” dedim. “Geniş çaplı bir daire şeklindedir. Beni Hak Peygamber olarak gönderen Allâh’a yemin ederek söylüyorum ki çapı, yerle gök arası genişliğindedir.” buyurdu.
Hazret-i Allah, İsrafil aleyhisselâm’a emir verip Sûr’a üfleyince, yer ve göktekilerin (Allâh’ın diledikleri dışında) tamamı helak olacak. Nitekim Neml Sûresi’nin 87. âyet-i celîlesinde (meâlen): “O gün ki, Sûr’a üfürülür. Artık göklerde olanlar da ve yerde olanlar da şiddetli bir korkuya tutulur. Allâh’ın dilediği müstesna. Ve hepsi de ona zelîlâne bir hâlde gelirler.” buyurulmaktadır. Yeryüzünde büyük sarsıntılar, zelzeleler olur.
Gençler ihtiyar olacak (saçı, sakalı ağaracak), şeytanlar ise uçarcasına kaçışacaktır. Bu hususu da şu âyet-i celîleler beyan etmektedir: “Ey insanlar! Rabbinizden korkunuz. Şüphe yok ki kıyametin zelzelesi, pek büyük bir şeydir. Onu göreceğiniz gün emzikli her (kadın kendi başının derdiyle) emzirdiğini unutup geçer, yüklü (hamile) her (kadın) yükünü (çocuğunu) düşürür. İnsanları sarhoş (olmuş gibi) görürsün. Hâlbuki onlar sarhoş değildirler. Fakat Allâh’ın azâbı pek çetindir. (Hac Sûresi, âyet 1-2)
Sûr’un birinci üflenmesinden sonra Mevlâ’nın kudretiyle her yer dümdüz olacak, kırk gün kırk gece o hâl üzere kalacak ve dünya sükûnet bulacaktır. Âhiretin kırk günü, dünyanın kırk senesi gibi uzundur. Bu kırk gün içinde herkesten rahmet ve azâp kaldırılacaktır.
İsrâfil aleyhisselâm’ın Sûr’a ikinci defâ ‘Hû Allah Hayy’ diye üflemesiyle de küre-i arz, içinde bulunanları dışarıya atacak, bütün ruhlar çıkıp derhal cesedlerine girecek, daha sonra da hesap vermek için mahşer yerine sevk olunacaklardır.
Hicrî: 21 Rebiulahir 1443 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder