قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّ لِكُلِّ شَيْءٍ شَرَفًا وَإِنَّ أَشْرَفَ الْمَجْلِسِ مَا اسْتُقْبِلَ بِهِ الْقِبْلَةُ. (ك)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : محقق هر شى إيجن بر شرف واردر . ومحقق أك شرفلى اوطورمه شكلى ده ( آدابنه رعايت أديلرك ) قبليه دونولرك اوطورولاندر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “ Muhakkak her şey için bir şeref vardır. Ve muhakkak en şerefli oturma şekli de (âdâbına riâyet edilerek) kıbleye dönülerek oturulandır.”
(Hâkim, el-Müstedrek)
Hicrî: 28 Safer 1443 Fazilet Takvim
KIBLENİN KÂBE-İ MUAZZAMA’YA ÇEVRİLMESİ
Kıblenin, Beytü’l-Makdis’ten (Mescid-i Aksâ’dan) Kâbe-i Muazzama’ya çevrilmesi münafıkların, Yahûdîlerin ve müşriklerin hoşuna gitmeyip: “Bunları evvelki kıblelerinden döndürmeye sebep ne oldu? Bunların kâh bir kıbleye, kâh diğer kıbleye dönmelerinin aslı nedir?” dediler.
Allâhü Teâlâ, onlara cevap mâhiyetinde (meâlen):
“…De ki doğu da batı da Allâh’ındır, o kimi dilerse doğru bir yola çıkarır” buyurdu (Bakara Sûresi, âyet 142). Yani; itibar, Hak Teâlâ Hazretlerinin emrine sımsıkı yapışmaktır, başka şeye değildir. Hüküm, tasarruf ve emir hep Allâhü Teâlâ’nındır. Bizim nereye yönelmemizi emir buyurursa biz o tarafa yöneliriz. İtaat, Hak Teâlâ’nın buyruğunu tutmaktır.
Kıble, Kâbe-i Muazzama’ya çevrildikten sonra bazı Müslümanlar, “Bizim şimdiye kadar Beytü’l-Makdis’e doğru kıldığımız namazlarımız ne olacak? Ve o kardeşlerimiz ki Beytü’l-Makdis’e doğru kılarlardı, Kâbe’ye doğru namaz kılamadan vefat ettiler. Onların hâli nasıl olur?” dediler. Allâhü Teâlâ, Bakara Sûresi’nin “…Allah imanınızı(n eser ve alâmeti olan namazlarınızı) zâyi edecek değildir…” meâlindeki 143. âyet-i kerîmesini indirdi.
Kıble, Kâbe-i Muazzama’ya çevrildiğinde Yahûdîler, “Muhammed, babasının şehrine hasret duydu. Kavmini de hoşnut etmek istiyor. Bundan dolayı Kâbe’ye yöneldi. Eğer bizim kıblemiz üzerine sabit olup dursaydı, kitaplarımızda gördüğümüz gelecek peygamber budur derdik” dediler.
Hak Celle ve Alâ buyurdu ki (meâlen): “…Kendilerine kitap verilmiş olanlar da elbette bilirler ki o (kıblenin döndürülme emri) Rablerinden gelen haktır ve Allah, onların yaptıklarından ve yapacaklarından gâfil değildir.” (Bakara Sûresi, âyet 144)
Nitekim Resûlullah (s.a.v.) Hazretlerinin, sâhibü’l-kıbleteyn (iki kıble sahibi) olduğunu geçmiş peygamberler de ümmetlerine haber vermişlerdi. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında yazılı idi. Ehl-i Kitap âlimleri, hakikati bilirlerdi, fakat inkâr etmek için bunu bahane ederlerdi.
Hicrî: 28 Safer 1443 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder