قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: بَادِرُوا بِالْأَعْمَالِ سَبْعًا
هَلْ تَنْتَظِرُونَ إِلَّا فَقْرًا مُنْسِيًا أَوْ غِنًى مُطْغِيًا أَوْ مَرَضًا
مُفْسِدًا أَوْ هَرَمًا مُفَنِّدًا أَوْ مَوْتًا مُجْهِزًا أَوِ الدَّجَّالَ
فَشَرُّ غَائِبٍ يُنْتَظَرُ أَوِ السَّاعَةَ فَالسَّاعَةُ أَدْهَى وَأَمَرُّ. (ت)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " شو
يدى شيئك كلمسنى بكلمه دن صالح عمللر إشلمكده عجله أديك : ( رابنزى ) اونوططوران فقيرلك
، آزديران زنكنلك ، ( صحتى ) بوزان حصطلق ، ضعيفلاتان إختيارلق ، آنسزيك كليورن
أؤلوم ، كلمسى بكلننلريك أك شرلسى اولان دجال ويا قيامت كى أك دهشتلى و آجى اولان
قيامتدر . "
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular: “Şu yedi şeyin
gelmesini beklemeden sâlih ameller işlemekte acele edin: (Rabbinizi) unutturan
fakirlik, azdıran zenginlik, (sıhhati) bozan hastalık, zayıflatan ihtiyarlık,
ansızın geliveren ölüm, gelmesi beklenenlerin en şerlisi olan Deccal veya
kıyâmet ki en dehşetli ve acı olan kıyâmettir.”
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 01 Rebiulâhir 1441 Fazilet
Takvimi
SULTAN MURAD HAN’IN İMÂM-I ÂZAM HAZRETLERİNİ ZİYÂRETİ
Bağdat şehri daha önce Kânûnî Sultan Süleyman tarafından fethedilmiş iken daha sonra bir ihânet sebebiyle İran Şahı Abbas’ın eline geçmişti. Sultan Dördüncü Murad Han, Bağdad’ın bir an önce geri alınmasını istiyordu. Zîra onun bütün gayreti, kâfir memleketlerini fethetmek ve mezhepleri sırf bid’at ve sapıklık olan Râfızîlerin fesadını Müslümanlardan kaldırmaktı.
Sultan Dördüncü Murad Han, bu sefer için her türlü hazırlıkları bizzat takip etti. Şeyhi, Sivaslı Abdülmecid Efendi’nin elinden Hz. Ömer’in (r.a.) kılıcını beline kuşanan Padişah, ordusunun başında İstanbul’dan yola çıktı. Hareketinden önce halka hiçbir sûretle zulüm edilmemesine ve âdilâne hareket olunmasına dâir her tarafa fermanlar gönderdi. Yanında Şeyhülislâm Yahya Efendi ve Kâdızâde gibi âlimler de vardı.
Sultan Dördüncü Murad Han ve ordusu, İstanbul’dan hareketinin yüz doksan yedinci günü Bağdad önlerine vardı. Pâdişâh’a, İmâm-ı Âzam Hazretlerini ziyâret etmesi hatırlatıldığında:
“Önce Bağdad’daki fesâdı kaldıralım ki huzuruna varmaya yüzümüz olsun” cevabını verdi.
Pâdişâh ve seksen altı yaşındaki Şeyhülislâm Yahya Efendi de ön safta idi. Dehşetli bir harp oldu. Muhâsaranın otuz dokuzuncu günü umûmî taarruzla kale teslim oldu. Bağdad, tekrar Ehl-i Sünnet hüviyetine büründü. Bağdat teslim alınınca Sultan Dördüncü Murad Han:
“İşte şimdi mezheb imamımızın huzuruna yüz akımızla çıkabiliriz.” dedi ve ilk iş olarak İmâm-ı Âzam Hazretlerinin ve Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî Hazretlerinin kabr-i şerîflerini ziyâret etti.
Osmanlı-İran sınırının tesbit edildiği Kasr-ı Şirin Anlaşması imzâlandı.
Râfızîlerle yapılan bütün sulhlerde başlıca bir madde olan Ashâb-ı Kirâm’ı kötülemeyecekleri bu anlaşmada da şart koşulmuştur.
Sultan Dördüncü Murad Han, bu sefer için her türlü hazırlıkları bizzat takip etti. Şeyhi, Sivaslı Abdülmecid Efendi’nin elinden Hz. Ömer’in (r.a.) kılıcını beline kuşanan Padişah, ordusunun başında İstanbul’dan yola çıktı. Hareketinden önce halka hiçbir sûretle zulüm edilmemesine ve âdilâne hareket olunmasına dâir her tarafa fermanlar gönderdi. Yanında Şeyhülislâm Yahya Efendi ve Kâdızâde gibi âlimler de vardı.
Sultan Dördüncü Murad Han ve ordusu, İstanbul’dan hareketinin yüz doksan yedinci günü Bağdad önlerine vardı. Pâdişâh’a, İmâm-ı Âzam Hazretlerini ziyâret etmesi hatırlatıldığında:
“Önce Bağdad’daki fesâdı kaldıralım ki huzuruna varmaya yüzümüz olsun” cevabını verdi.
Pâdişâh ve seksen altı yaşındaki Şeyhülislâm Yahya Efendi de ön safta idi. Dehşetli bir harp oldu. Muhâsaranın otuz dokuzuncu günü umûmî taarruzla kale teslim oldu. Bağdad, tekrar Ehl-i Sünnet hüviyetine büründü. Bağdat teslim alınınca Sultan Dördüncü Murad Han:
“İşte şimdi mezheb imamımızın huzuruna yüz akımızla çıkabiliriz.” dedi ve ilk iş olarak İmâm-ı Âzam Hazretlerinin ve Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî Hazretlerinin kabr-i şerîflerini ziyâret etti.
Osmanlı-İran sınırının tesbit edildiği Kasr-ı Şirin Anlaşması imzâlandı.
Râfızîlerle yapılan bütün sulhlerde başlıca bir madde olan Ashâb-ı Kirâm’ı kötülemeyecekleri bu anlaşmada da şart koşulmuştur.
Hicrî: 01 Rebiulâhir 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder