قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا فَقْرَ أَشَدُّ مِنَ
الْجَهْلِ وَلَا غِنىً أَعْوَدُ مِنَ الْعَقْلِ. (كنز)
رسول
الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " جهالتدن
دها شتدتلى بر فقيرلك ، عقلدان دها فايدالى بر زنكنلك يوقدر ."
Resûlullah
Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Cehâletten daha şiddetli bir
fakirlik, akıldan daha faydalı bir zenginlik yoktur.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 13 Rebiulevvel 1441 Fazilet
Takvimi
AKIL NÎMETİ
Akıl, ruhun bir kuvvetidir ki, insan onunla bilgi sahibi olur. İyi ile kötüyü ayırır ve eşyanın hakîkatlerini sezebilir. Akıl bir rûhânî nurdur ki, insana yürüyeceği yolu aydınlatır, onu haktan, hakîkatten haberdar eder. Bu rûhî kuvvete sâhip olan kimseye âkil (akıllı), bundan mahrum olana da mecnun (deli) denir.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Ebu’d-Derdâ’ya (r. anh):
“Aklını arttır ki, Allâhü Teâlâ’ya yaklaşasın” buyurdu.
Ebu’d-Derdâ (r.a.): “Anam babam sana feda olsun, aklımı nasıl artırabilirim yâ Resûlallâh?” diye sorunca Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Allâhü Teâlâ’nın haram kıldıklarından kaçın, farz kıldıklarını yerine getir ki, akıllı olasın. İyi ameller işle ki, dünyâda yüksek mertebeye erip âhirette Allah Azze ve Celle’ye yaklaşmakla izzet bulasın” buyurdular.
Akıl sahiplerinin en üstünü nefsini devamlı hesaba çeken ve nefsine sahip olandır. İnsan, aklıyla yalnızlıktan ve fakirlikten kurtulur. Kişinin aklı kemâle ermeden dîni tamam olmaz. Kimin aklı tam, yüzü çirkin olursa onun nefsindeki fazîletler yüzünün çirkinliğini yok eder. Amma kimin yüzü güzel, aklı kıt olursa nefsindeki ayıplar yüzünün güzelliğini yok eder.
Aklın âfetleri; kibir, ardı ardına gelen belâlar, aşırı rahatlık gibi hususlardır. Çünkü dâimî belâlar aklı helâk eder, çok rahatlık da onu tembelleştirir. Akıllı düşman, câhil dosttan hayırlıdır.
Hafs bin Humeyd el-Ekkâf: “Akıllı aldanmaz, verâlı; Allah’tan korkan kimse de aldatmaz” derdi. Bu vecîz söz birçok manayı içine alır. Allâhü Teâlâ muvaffak kılmazsa çalışmalar bir netîce vermez. Verâ bulunmadan akıl fayda vermez. Amel etmeden kuru ezberdeki ilim fayda vermez. Bütün mürüvvet; insaniyete lâyık surette yaşamak akla bağlıdır.
Muhammed bin Ebû Mâlik el-Gazzî demiştir ki: “Babamın şöyle söylediğini işittim: Akıllı kimselerle oturunuz. Çünkü akıl akıldan nur alır, istifâde eder.”
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Ebu’d-Derdâ’ya (r. anh):
“Aklını arttır ki, Allâhü Teâlâ’ya yaklaşasın” buyurdu.
Ebu’d-Derdâ (r.a.): “Anam babam sana feda olsun, aklımı nasıl artırabilirim yâ Resûlallâh?” diye sorunca Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Allâhü Teâlâ’nın haram kıldıklarından kaçın, farz kıldıklarını yerine getir ki, akıllı olasın. İyi ameller işle ki, dünyâda yüksek mertebeye erip âhirette Allah Azze ve Celle’ye yaklaşmakla izzet bulasın” buyurdular.
Akıl sahiplerinin en üstünü nefsini devamlı hesaba çeken ve nefsine sahip olandır. İnsan, aklıyla yalnızlıktan ve fakirlikten kurtulur. Kişinin aklı kemâle ermeden dîni tamam olmaz. Kimin aklı tam, yüzü çirkin olursa onun nefsindeki fazîletler yüzünün çirkinliğini yok eder. Amma kimin yüzü güzel, aklı kıt olursa nefsindeki ayıplar yüzünün güzelliğini yok eder.
Aklın âfetleri; kibir, ardı ardına gelen belâlar, aşırı rahatlık gibi hususlardır. Çünkü dâimî belâlar aklı helâk eder, çok rahatlık da onu tembelleştirir. Akıllı düşman, câhil dosttan hayırlıdır.
Hafs bin Humeyd el-Ekkâf: “Akıllı aldanmaz, verâlı; Allah’tan korkan kimse de aldatmaz” derdi. Bu vecîz söz birçok manayı içine alır. Allâhü Teâlâ muvaffak kılmazsa çalışmalar bir netîce vermez. Verâ bulunmadan akıl fayda vermez. Amel etmeden kuru ezberdeki ilim fayda vermez. Bütün mürüvvet; insaniyete lâyık surette yaşamak akla bağlıdır.
Muhammed bin Ebû Mâlik el-Gazzî demiştir ki: “Babamın şöyle söylediğini işittim: Akıllı kimselerle oturunuz. Çünkü akıl akıldan nur alır, istifâde eder.”
Hicrî: 13 Rebiulevvel 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder